Dogecoin Spot ETF’leri, kullanıcılara Dogecoin’in fiyat hareketlerinden faydalanma imkânı sunarken kriptoyu doğrudan satın alma veya yönetme zorluğunu ortadan kaldırır.

2013’te şaka amaçlı bir meme olarak ortaya çıkan 

 Wall Street’te meşru bir varlık hâline gelme yolunda beklentileri zorluyor. ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), Grayscale ve Bitwise gibi büyük varlık yöneticilerinden gelen DOGE Spot ETF başvurularını resmen kabul ederek Shiba Inu benzeri meme coinlerin düzenlenmiş piyasalara geçişine kapı araladı. 

 Dogecoin’in finansal ciddiyetini artırıp meme coinlerin kısa ömürlü trendler olduğu algısını değiştirebilir. 

Bu makalede, Dogecoin Spot ETF’lerinin nasıl çalıştığı, başvuruların mevcut durumu, kripto piyasasına olası etkileri ve genel olarak bu tür finansal araçların etkileri ele alınacaktır.

Dogecoin Spot ETF, Dogecoin'i temel varlık olarak tutan, kullanıcıların satın almadan DOGE'un fiyat hareketlerinden yasal ve düzenli bir şekilde yararlanmalarını sağlayan, geleneksel borsalarda işlem gören bir araçtır.

Dogecoin Spot ETF'si, kripto varlığı doğrudan elinde bulundurarak Dogecoin'in fiyat hareketlerini yansıtır, böylece kullanıcılar dijital varlığı satın almak, saklamak veya yönetmek gibi zorluklarla uğraşmadan piyasa performansından faydalanabilir.

Bu sistemde Bitwise ve Grayscale gibi varlık yöneticileri, gerçek Dogecoin'leri olası siber saldırı risklerini en aza indirmek için genellikle soğuk depolama teknolojisi kullanan özel 

 güvenle saklar. Bu güvenlik sorumluluğu, Bitwise'ın Dogecoin varlıklarını koruyacak Coinbase Custody gibi uzman saklama kuruluşlarına verilir. Saklama kuruluşları, kripto varlıkları koruma konusunda uzmanlaşmış kurumlardır. Dogecoin'in piyasa değeriyle uyumlu kalmasını sağlarken varlıkları olası güvenlik tehditlerinden korumak için çok katmanlı doğrulama sistemleri ve çevrim dışı depolama gibi ileri düzey güvenlik önlemleri uygularlar.

Genelde büyük finans kuruluşlarından oluşan Yetkili Katılımcılar, ETF hisselerinin oluşturulmasını ve geri alınmasını sağlayarak bu ekosistemin sorunsuz işlemesinde önemli rol oynar. Talep arttığında bu kurumlar piyasadan Dogecoin satın alır ve bunu fona yatırarak karşılığında yeni ETF hisseleri alır. Buna karşılık, talep azaldığında ellerindeki ETF hisselerini fona iade ederek karşılığında eş değer miktarda Dogecoin alırlar. Son derece dinamik olan bu mekanizma, ETF'nin hisse fiyatının temel varlık olan Dogecoin'in değerini doğru bir şekilde yansıtmasını sağlar.

Piyasaya sürüldükten sonra Dogecoin Spot ETF Hisseleri geleneksel borsalarda işlem görecek, kişilere Dogecoin'e erişim için sağlam ve güvenilir bir platform sunacak. ETF'nin net varlık değeri (NAV), Dogecoin'in anlık piyasa fiyatını sürekli takip eden kapsamlı bir fiyatlama sistemiyle belirlenecek. Sistemde, birden fazla güvenilir kripto varlık hizmet sağlayıcıdan toplanan verileri bir araya getiren 

ETF, bu standart referans sayesinde piyasadaki arz-talep dengesi ve kullanıcı eğilimlerinden kaynaklanan Dogecoin fiyat hareketlerini hassas biçimde yansıtır. Böylece NAV değeri gerçek zamanlı güncellenir ve kullanıcılar fonun gerçek piyasa değerini şeffaf ve net şekilde görebilir.

Potansiyel Dogecoin Spot ETF'si, bu yapılandırılmış yaklaşım sayesinde kullanıcılara hareketli kripto piyasasına katılmaları için modern ve düzenlenmiş bir yol sunar. Böylece dijital varlıkları geleneksel finans sistemleriyle sorunsuz bir şekilde birleştirir. 

Dogecoin Spot ETF’lerinin Güncel Durumu

Ocak 2025'te REX Shares, Osprey Funds ile ortaklaşa bir Dogecoin Spot ETF için SEC'e başvuruda bulundu. Bir sonraki ay Grayscale Investments, kendi Dogecoin Spot ETF'sini çıkarmak üzere SEC'e 19b-4 Formunu sunarak kripto araçlarını çeşitlendirdi. Bu hamle, şirketin Bitcoin ve Ethereum gibi yaygın kripto varlıkların ötesine geçme stratejisini gözler önüne serdi. Kısa süre içinde Bitwise Asset Management de benzer bir ETF için hem S-1 hem de 19b-4 başvuru formlarını iletti. Şirketin önerdiği fon, Dogecoin'i ana varlık olarak tutacak ve değerlemesini CF Dogecoin-Dolar Ödeme Fiyatı baz alarak yapacak şekilde kurgulandı.

SEC, detaylı bir inceleme süreci başlatarak bu başvuruları resmî olarak değerlendirmeye aldı. Komisyon; piyasa volatilitesi, likidite sorunları ve kullanıcı güvenliği endişeleri nedeniyle genellikle kripto bazlı ETF'lerin onaylanması konusunda temkinli bir tutum sergiliyor. Ancak bu durum, SEC’in Dogecoin’i yasal finansal ürünlere entegre etmeye sıcak bakabileceğini gösteriyor. Onay sürecinin belirli adımlarla ilerlemesi ve ilk kabulden sonra 240 gün kadar sürmesi öngörülüyor. Bloomberg analistleri, 2025’te olumlu bir karar çıkma ihtimalini 

Bu umut verici regülasyon gelişmelerine rağmen piyasanın tepkisi net değil. Dogecoin Spot ETF başvuruları insanlarda büyük ilgi uyandırsa da ilk yükselişin ardından fiyatlarda düşüş görüldü. Bu da kullanıcı duyarlılığının sadece ETF haberlerine değil, genel piyasa koşullarına da bağlı olduğunu gösteriyor.

Dogecoin Spot ETF Başvurularının Kripto Piyasası Üzerindeki Mevcut Etkisi

ETF başvurusu duyurularının ardından Dogecoin’in fiyatında önemli dalgalanmalar yaşandı. İlk etapta, kurumsal benimsenme ihtimaline yönelik beklentilerle birlikte artış yaşandı ve fiyatlar 14 Şubat 2025 itibarıyla 24 saat içinde 

. Ancak bu yükseliş kısa sürdü, bir hafta içinde Dogecoin’in fiyatında %7’nin üzerinde düşüş yaşandı. Bu geri çekilme kripto piyasasının doğasındaki volatiliteyi gözler önüne seriyor. ETF başvuruları güveni artırsa da bu gibi gelişmeler ani fiyat düzeltmelerine yol açabilecek dinamikleri beraberinde getiriyor.

Kullanıcıların hem heyecanlı hem de temkinli olması, piyasanın kurumsal güven kazanma isteğiyle dalgalı yapı arasında gidip geldiğini ortaya koyuyor. Dogecoin Spot ETF’sinin onaylanması bir yandan DOGE’a olan bireysel ve kurumsal ilginin artmasına sebep oluyor, likiditeyi ve piyasa istikrarını güçlendiriyor. Öte yandan, ETF duyurularının ardından gelen fiyat düşüşü piyasanın hâlâ spekülatif işlemler ve kâr odaklı davranışlara duyarlı olduğunu gösteriyor. Bu nedenle kullanıcılara, kripto piyasalarındaki bu tür gelişmeleri fırsatları ve riskleri de göz önünde bulundurup dikkatli bir şekilde değerlendirmelerini öneriyoruz.

Dogecoin Spot ETF’si Başvurusunun Onaylanması Ne Anlama Gelir?

SEC’in Dogecoin Spot ETF’sini onaylaması, geleneksel finans dünyasında meme temelli kripto varlıkların meşrulaşması için önemli bir dönüm noktası olur. Böyle bir ETF, kullanıcılara Dogecoin’in fiyat hareketlerine doğrudan erişim imkânı tanır. Bu durum ise kripto satın alma konusuna şüpheyle yaklaşan kurumlara tanıdık ve düzenlenmiş bir aracın sunulması, böylece kriptoya kurumsal ilginin artması anlamına gelebilir.

Dogecoin ETF’sinin piyasaya sunulması, kripto likiditesinin artması ve piyasa istikrarına katkı sunulması açısından olumlu bir adım olarak görülüyor. ETF’nin daha geniş bir kitleye erişimi kolaylaştırması sayesinde işlem hacimlerinin artması ve fiyat oynaklığının zamanla azalması bekleniyor. Düzenleyici kurumların vereceği onay, insanların güvenini artırabilir ve Dogecoin’e daha fazla sermaye girişinin önünü açabilir.

 (SHIB) gibi meme tabanlı kripto varlıkların benzer finansal araçlar yolunda adım atmasına zemin hazırlayabilir. Shiba Inu topluluğu SHIB tabanlı bir ETF’yi, varlık portföylerine farklılık katma potansiyeli ve kullanıcı ilgisinin artma potansiyeli gibi nedenlerle güçlü şekilde destekliyor. Temmuz 2024’te Spot Ethereum ETF’lerinin onaylanmasının ardından, Shiba Inu’nun takma ada sahip baş geliştiricisi Shytoshi Kusama, sırada SHIB’in olabileceğini ima etmişti. 

Diğer Altcoinler İçin Spot ETF Olasılıkları

Dogecoin Spot ETF’sinde olduğu gibi, Shiba Inu Spot ETF’sinin piyasaya sürülmesi de SHIB için yeni imkânlar sunarak bu kripto varlığın benimsenmesini ve piyasa görünürlüğünü artırabilir. Ancak bu tür ETF’lerde onay süreci karmaşık şekilde ilerler ve incelemeler titizlikle yapılır. SEC, Bitcoin ve Ethereum gibi büyük kripto varlıklar için ETF onayı vermiş olsa da Dogecoin ve Shiba Inu gibi altcoinler için hâlâ belirsizlikler söz konusu. Likidite, piyasa olgunluğu ve düzenleyici yaklaşımlar gibi faktörler bu süreçte kritik rol oynayacaktır.

Piyasayı yakalayıp DOGE ile işlem yapmak mı istiyorsunuz? Bybit TR size 

Sonuçta Dogecoin Spot ETF’sinin onaylanması, meme coinler için önemli bir dönüm noktası olur. Böylece Dogecoin’in fiyat hareketlerine düzenlenmiş erişim imkânı sunulur ve kurumsal satın alımlar sayesinde dalgalı Dogecoin piyasası dengelenebilir. İlk fiyat artışları ve sonrasındaki düzeltmeler spekülatif riskleri ön plana çıkarsa da bu gelişme uzun vadede artan likidite, daha fazla kullanıcı ilgisi ve meşruiyet gibi faydalar sağlayabilir. Ayrıca söz konusu gelişme, Shiba Inu gibi altcoinlerin de benzer ETF’ler çıkarmasının önünü açabilir. Ancak denetleyici kurumların sınırlamaları ve piyasanın yeterince olgunlaşmamış olması hâlen zorluklara neden oluyor. 

Dogecoin Spot ETF’si, meme odaklı kripto kültürünü geleneksel finansla birleştirerek Dogecoin’e daha önce hiç olmadığı kadar yüksek bir güvenilirlik kazandırabilir.

Orta Düzey

Dogecoin İçin Yeni Bir Çağ:  Spot ETF Hamlesi

LUKSO (LYX), Evrensel Profiller ve NFT 2.0 ile yaratıcı sektörlere odaklanan, dijital kimlik ve varlık yönetiminde devrim yaratan bir Katman 1 blok zinciridir.

 ve ERC-721 gibi standartları hem değiştirilebilir hem de benzersiz tokenler için kripto ekosisteminde devrim yaratmıştır. Bu standartlar, kullanıcıların ve 

 (dApp'ler) etkileşim biçimini köklü şekilde değiştirmiştir. Zamanla, 

 ekosisteminde etkileşim ve güvenliğe duyulan ihtiyaç arttıkça bu standartların getirdiği sınırlamalar da daha belirgin hâle gelmiştir. 

LUKSO, değiştirilebilir varlıklar ve NFT’ler için kendi standart sürümünü sunan bir 

 (EVM) ile uyumlu blok zinciri, kripto varlıklar ve tokenlerin zincir üzerindeki kullanımının güvenliğini ve esnekliğini önemli ölçüde artıran yeni standartlar uygulamaya koymuştur. Özellikle, değiştirilebilir ve değiştirilemez varlıklar için LSP7 ve LSP8 standartları, zincir üzerindeki işlemlerin güvenliğini ve esnekliğini önemli ölçüde iyileştirmektedir.

LUKSO’nun bir diğer yenilikçi özelliği, her kullanıcıya platformlar ve uygulamalar arasında sorunsuzca etkileşim kurabilen birleşik, esnek bir blok zinciri kimliği sunan Evrensel Profildir.

Bu yenilikleri kullanan LUKSO zinciri, yaratıcı profesyoneller, markalar ve sosyal medya kullanıcıları için yeni nesil, merkeziyetsiz bir ağ olarak kendini konumlandırmıştır. 

Bu makalede, yaşam tarzı ve moda sektörlerindeki bazı tanınmış isimlerin zaten benimsediği bu yeni blok zincirini inceliyoruz.

 (LYX), kullanıcıların dijital yaşam tarzlarını bir araya getiren, yaratıcı sektörlere ve ürünlere odaklanan EVM uyumlu bir Katman 1 blok zinciridir. 

LUKSO, fiziksel ve dijital varlıkların farklı platformlarda kolayca entegre edilmesini ve bu varlıklarla etkileşime girilmesini sağlayan bir sistem oluşturmayı amaçlar. Temelde bu platform, içerik üreticilere ve tüketicilere 

 (NFT'ler), tokenler ve hatta tokenleştirilmiş fiziksel varlıklar gibi çeşitli dijital eserlerin sahipliğini ve kullanımını kontrol etme imkânı sunar.

LUKSO, LSP7 ve LSP8 gibi yenilikçi token standartları sunarak hem değiştirilebilir tokenler hem de NFT'ler için mevcut Ethereum standartlarına (ERC-20 ve ERC-721) kıyasla daha gelişmiş işlevsellik ve güvenlik sağlamayı hedefliyor. Platform, dijital dünyada (özellikle moda, oyun ve sosyal medya gibi sektörlerde) varlıkların tokenize edilmesi, transferi ve etkileşimini daha verimli hâle getirmeyi amaçlıyor.

Platformun öne çıkan özelliklerinden biri "Evrensel Profiller". Bu kullanıcı hesapları, birleşik ve özellik bakımından zengin bir web3 profili oluşturmanıza ve geliştirmenize olanak tanıyor.

LUKSO: Ortaya Çıkışı ve Kullanım Alanları

LUKSO projesi, 2017 yılında Alman blok zinciri geliştiricisi Fabian Vogelsteller ile Venezuela kökenli strateji uzmanı ve inovasyon danışmanı Marjorie Hernández tarafından hayata geçirildi. Her iki kurucu ortak da kendi alanlarında dikkat çekici kariyerlere sahip. Vogelsteller, blok zinciri teknolojisinin ilk yıllarında Ethereum’un başlıca geliştiricilerindendi ve Vitalik Buterin ile birlikte ERC-20 standardının ilk önerisini sundu. Hernández, etkileyici bir inovasyon ve strateji geçmişine sahip. Berlin merkezli Ernst & Young (EY) inovasyon laboratuvarının liderliğini yürüttü.

LUKSO’nun temel kullanım alanları; yaratıcı sektörler, platformlar arası sosyal etkileşim ve dijital kimlik yönetimi üzerine odaklanıyor. Örneğin markalar ve tasarımcılar, sanal kıyafetler ve aksesuarları temsil eden dijital varlıkları oluşturmak ve bu varlıkları zincir üzerinde alıp satmak için bu altyapıdan yararlanabiliyor. Bu yapı, blok zinciriyle genellikle ilişkilendirilmeyen ürünlerin zincir üzerinde kolayca gelir modeline dönüştürülmesine olanak tanıyor. Sosyal medya tarafında ise LUKSO, 

 yönetimi sayesinde bireylerin dijital kimliklerini sahiplenip geliştirmelerine yardımcı oluyor. Bu teknoloji; çevrim içi itibar sistemleri, kimlik doğrulama ve platformlar arası sosyal medya etkileşimleri gibi birçok alanda kullanılabilir.

LUKSO ekosistemi hem içerik üreticileri hem de kullanıcılar için geniş bir uygulama yelpazesi sunar. Kullanıcıların Evrensel Profillerinden en iyi şekilde yararlanabilmesi için, “Universal Everything” adlı kapsamlı bir cüzdan ve explorer (gezgin) uygulaması hizmet verir. Öne çıkan uygulamalardan biri olan Universal Page, platformun yerel kripto varlığı LYX için hem bir NFT pazarı hem de 

 çözümü sunar. Ayrıca Universal Swaps uygulaması, LYX ve içerik üreticilerine özel tokenler için token takası ve likidite sağlama işlevini destekler. 

Platformun ekosistemi, moda ve yaşam tarzı dünyasında öne çıkan markalar için geliştirilen uygulamalara da ev sahipliği yapıyor. Bunlar arasında moda devi Karl Lagerfeld için hazırlanan uygulama ile 

 dergisinin İtalya edisyonu da yer alıyor.

 (PoS) modelini kullanıyor. Bu model, Ethereum’un 2022’de 

 (PoW) PoS’a geçerken benimsediği sistemle tamamen aynı. Zincirin blok onay süresi de Ethereum’unkiyle oldukça benzerdir. Bu süre yaklaşık 12 saniyedir. Ancak en büyük fark, doğrulayıcı (validator) node (düğüm) kurulumunda karşılaşılan minimum finansal varlık barajında ortaya çıkıyor.

LUKSO’da bir doğrulayıcı olmak için yalnızca 32 LYX (yaklaşık 27 dolar) stake etmek yeterli. Buna karşılık Ethereum’da doğrulayıcı olmak için gerekli 32 ETH, 11 Mart 2025 itibarıyla yaklaşık 59.506 dolara denk geliyor.

Ayrıca 32 LYX’in üzerinde token yatırmak, diğer doğrulayıcılara kıyasla herhangi bir ek ayrıcalık sağlamıyor. Bu yapı, tek bir doğrulayıcının ağ üzerinde orantısız güç kazanmasını önlemeye yardımcı oluyor ve ağın merkeziyetsiz yapısını güçlendiriyor. Ethereum’daki sisteme benzer şekilde, LUKSO’da da doğrulayıcılar işlemleri gerçekleştirdiklerinde blok ödülleriyle teşvik edilir. Ancak bir doğrulayıcı kötü niyetli davranırsa ya da uzun süre çevrim dışı kalırsa, “slashing” adı verilen finansal cezalarla karşılaşabilir.

LUKSO’nun LSP (LUKSO Standard Proposals) olarak bilinen standartları, bu ağı Ethereum’dan ve diğer popüler PoS zincirlerinden ayıran önemli bir yapı taşıdır. Bu standartlar iki ana kategoriye ayrılır: 

LUKSO, çeşitli kullanım alanlarına hitap eden bir dizi standart geliştirmiştir. Geliştiriciler açısından en öne çıkanlar LSP7, LSP8 ve LSP4’tür. Bu standartlar sırasıyla değiştirilebilir tokenler, NFT’ler ve bu varlıklara ait meta verilerin biçimlerini tanımlar.

Evrensel Profiller, farklı dApp’lerle etkileşim kurarken kullanıcılar için kapsamlı, merkeziyetsiz kimlikler sunmak üzere oluşturulmuş LUKSO tabanlı kullanıcı hesaplarıdır. Bu profiller, birleşik bir yapı üzerinden kolay erişimle; değiştirilebilir tokenler, NFT’ler ve kişiselleştirilmiş kullanıcı bilgilerini saklayabilir.

Evrensel Profiller, Ethereum ve diğer zincirlerde kullanılan 

 kıyasla çok daha esnek ve güvenlidir. Gas gerektirmeyen işlem desteği, dolandırıcılığı tespit etme ve zincir üzerindeki itibar yönetimi gibi işlevlere erişim sunarlar.

Güvenlik açısından üstün olan bu profiller, kullanıcıların fotoğrafı, biyografisi ve diğer kişisel bilgilerini içerecek şekilde kolayca özelleştirilebilir. Böylece LUKSO kullanıcıları, yalnızca harf ve rakamlardan oluşan karmaşık blok zinciri adresleri yerine; isim, fotoğraf ve diğer detayları içeren, kolay tanımlanabilir dijital kimlikler oluşturabilir.

LUKSO ağındaki değiştirilebilir tokenler ve NFT’ler, ağırlıklı olarak iki temel standartla temsil edilir: Değiştirilebilir tokenler için LSP7 ve NFT’ler için LSP8.

LSP7 standardı, LUKSO zincirindeki varlıkların biçimlerini ve işlevlerini tanımlar. Hem değiştirilebilir hem de değiştirilemez varlıklar oluşturmak için kullanılabilir. LSP7 standardıyla oluşturulan varlıklar bölünebilir ya da bölünemez olabilir. Yani varlıkların küçük parçalara ayrılması mümkün olabilir ya da olmayabilir.

LSP7, Ethereum’un ERC-20 standardına kıyasla birçok avantaja sahiptir: 

Geliştiriciler benzersiz dijital varlıklar (örneğin NFT’ler) oluşturmak istediklerinde LSP8 standardını kullanabilir. Bu standart, her bir eserin kendine özgü bir tanımlayıcıya sahip olduğu koleksiyonlar için de uygundur. Örneğin, her biri farklı bir gravürle üretilmiş 100 dijital saatten oluşan bir koleksiyon… Her parça ayırt edici bir niteliğe sahip olur.

LSP7 ve LSP8 standartları birlikte, geleneksel NFT’lere kıyasla çok daha esnek ve özelleştirilebilir yapılarıyla LUKSO zincirinde yeni nesil NFT’ler (

) için zemin hazırlıyor. LSP7 ve LSP8 standartları sayesinde NFT’ler, ERC-721 gibi sabit meta veriler yerine zenginleştirilebilir ve güncellenebilir bilgilerle oluşturulabiliyor. LSP7 temelde değiştirilebilir varlıklar için tasarlanmış olsa da, koleksiyondaki parçalar birebir aynı olduğu sürece “NFT benzeri” yapıları da destekleyebilir. LSP8 ise her biri farklı bir özelliğe sahip olan, gerçek anlamda benzersiz dijital varlıklar için en uygun seçenektir. 

Her iki standart da NFT’lerin zincir üstünde (on-chain) çok daha detaylı ve özelleştirilebilir veriler barındırmasına imkân tanır. Öte yandan ERC-721 yalnızca NFT’nin adını, sembolünü ve kimliğini saklar. Bu da OpenSea gibi platformlar kapanırsa NFT’nin görsel temsilinin kaybolmasına neden olabilir çünkü bu bilgiler platformla birlikte ortadan kalkar.

NFT 2.0, Evrensel Profiller aracılığıyla içerik üreticisinin hesabının doğrulanmasını ve meta veri değişikliklerinin izlenmesini sağlar. Bu sayede NFT’ler daha 

 gibi merkeziyetsiz sistemlere veya merkezî depolamalara olan bağımlılık azalır.

LUKSO blok zinciri, genellikle daha büyük uygulama veya web sitelerine entegre edilen küçük ölçekli gömülü dApp’ler olan Mini Uygulamaları da destekler. Kullanıcılar, Mini Uygulamalar aracılığıyla yönetişim oylamalarına katılabilir, içerik üreticilerinin LUKSO profillerinden doğrudan alışveriş yapabilir, yine bu profiller üzerinden yürütülen 

 kampanyalarına dâhil olabilir ve pek çok kripto işlemini kolayca gerçekleştirebilir.

LUKSO’nun yerel kripto varlığı LYX, ağırlıklı olarak 

, gas ücretlerinin ödenmesi ve staking işlemleri için kullanılır. Bu içerik hazırlanırken (11 Mart 2025), LYX’in toplam arzı yaklaşık 42 milyon, dolaşımdaki arzı ise yaklaşık 30 milyon seviyesindeydi. Token arzına dair herhangi bir sınırlama bulunmamakta olup dağıtım oranları aşağıdaki grafikte gösterilmektedir.

12 Mart 2025 itibarıyla, LYX tokeni 0,8624 $ seviyesine ulaştı. Bu, 17 Ocak 2024’te kaydedilen 11,60 $’lık tüm zamanların en yüksek seviyesine (ATH) kıyasla %92,5 daha düşük. Ayrıca, tüm zamanların en düşük seviyesi (ATL) olan 0,8628 $'dan yalnızca %1,7 daha yüksek.

Bitcoin dâhil çoğu kripto varlığı etkileyen mevcut piyasa düzeltmelerine rağmen LYX için uzun vadeli fiyat tahminleri genel olarak iyimser. DigitalCoinPrice, 2027’de LYX için 

 2,92 $, 2030’da ise 4,59 $ olarak tahmin ediyor. CoinCodex ise 

, 2030’da ise 3,14 $’a kadar yükselmesini bekliyor.

Aşağıdaki faktörlere bağlı olarak, LYX tokeni değerlendirebilirsiniz:

LUKSO ekibi, web3 dünyasındaki kullanıcı deneyimini yeniden şekillendirmeyi hedefliyor. Blok zinciri teknolojisinden yararlanarak, insanların dijital ortamda nasıl etkileşime geçtiğini, alışveriş yaptığını ve zaman geçirdiğini değiştirecek yenilikler geliştiriyorlar. Evrensel Profiller, uyarlanabilir NFT 2.0 varlıkları ve yaratıcı IP’lerin kolayca tokenleştirilmesi gibi öne çıkan özellikler, LUKSO’yu blok zinciri alanındaki pek çok platformdan ayırıyor.

Bu yönleriyle LUKSO, hem içerik üreticileri hem de kullanıcılar için farklı ve güçlü bir değer önerisi sunuyor. Şimdi tek ihtiyacı, özellikle yaratıcı endüstriler ve web3 odaklı sosyal medya toplulukları arasında daha geniş bir benimsenme ve büyüme ivmesi kazanmak.

LUKSO (LYX): Dijital Kültürün Geleceğini Şekillendiren EVM Blok Zinciri

Rumble Kong League, blok zinciri altyapısıyla geliştirilen, mobil tabanlı bir 3x3 basketbol oyunudur. Oyuncular, bu çevrim içi ligde sıralamada yükselmek için NFT karakterlerini kullanarak rekabet eder.

Hızlı tempolu, bol ödüllü basketbol oyunları ilginizi çekiyor mu? 

 spor oyunları dünyasıyla kripto teknolojisini birleştirmeyi hedefliyor. Bu eğlenceli fikir, 

 "oyna-kazan" modelini spor kültürüyle bir araya getirerek daha anlamlı ve zengin bir oyun deneyimi sunuyor. 

, genellikle RPG, nişancı ya da kart tabanlı olan Web3 oyunlarının aksine spor tabanlı yapısıyla öne çıkıyor. Peki bu oyun insanları gerçekten etkileyebilir mi? Bu oyunun gerçekten ses getirip getirmeyeceğini merak ediyorsanız bilmeniz gereken her şey bu makalemizde sizi bekliyor.

 blok zinciri tabanlı, mobil bir basketbol oyunudur. Oyuncular 3x3 basketbol maçlarına katılıp çevrim içi ligde sıralamalarını yükseltmek için 

 karakterler kullanır.  Oyun, strateji ve yeteneğin birleşimini içerir; lig şampiyonları ise etkileyici ödüller kazanabilir.

, 2021 yılında Marcus Blasche ve Nick Vale tarafından geliştirilmeye başlandı. Blasche, daha önce Activision Blizzard ve Wargaming gibi büyük oyun şirketlerinde çalıştı. Vale ise bağımsız oyunlar alanında tanınan deneyimli bir geliştirici. İkili, blok zinciri teknolojisinin potansiyelinden etkilenerek, derinliği ve sürükleyiciliği olan bir Web3 oyunu geliştirme fikriyle yola çıktı. 

 JDS Crypto, Animoca Brands, IDEO CoLab Ventures ve daha birçok prestijli yatırımcıdan 

. Ayrıca, oyunun tanıtımına NBA yıldızları Stephen Curry ve Paul George da destek veriyor. 

 geliştirme ekibinde tanınmış mural sanatçıları, algoritmik işlem uzmanları ve deneyimli yazılım geliştiriciler de yer alıyor. 

Rumble Kong, derinlikli ve sürükleyici bir blok zinciri tabanlı spor oyunu geliştirmeyi hedefliyor. Pek çok Web3 oyunu yalnızca kart çekme gibi basit mekaniklere dayanırken Rumble Kong, çok daha gelişmiş bir deneyim sunmayı amaçlıyor. Bu bağlamda oyunun yaratıcıları, geleneksel basketbol ruhunu yansıtan bir oyun ortaya koymak istediler. Oyun, mekanik çeşitliliği ve özgün sanat tarzı nedeniyle benzerlerine göre daha uzun bir geliştirme süreci geçirdi. 

 gerçek NBA yıldızlarını kampanyalarına dâhil ederek daha geniş bir kitleye ulaşmayı amaçlıyor. Sadece Web3 hayranlarının kulaktan kulağa yaydığı övgülere bel bağlamak yerine, geleneksel spor severler ve e-spor oyuncularını da topluluğa dâhil etmeyi planlıyor. 

 temelde bir oyun olsa da zamanla birden fazla oyunu kapsayan çok yönlü bir ekosistem sunmayı hedefliyor. Hesap sahipleri her oyun markasına ve sporcunun deneyimine özel sokaklar barındıran dijital 

 şehri Athlos’a erişim hakkı kazanıyor. 

Kullanıcı arayüzü ve oyun deneyimi, tıpkı AAA seviyesindeki oyunlarda olduğu gibi geleneksel yazılımlarla destekleniyor. Ancak sistemin arka planında, oyuncu verilerini takip etme ve varlıkları güvenle saklama gibi görevleri üstlenen bir blok zinciri altyapısı bulunuyor. 

İlk olarak oyunun Avalanche ağında çalışması planlanmıştı ancak 

 stratejik bir karar aldı. Böylece Ethereum’un yan ağı olan ve düşük ücretli, hızlı işlem avantajı sunan 

, oyunculara birçok heyecan verici özellik sunuyor.

’in temel oyun yapısı, klasik bir basketbol oyununa oldukça benzer. Oyuncular, üç kişilik takımlar hâlinde potaya şut atarak sayı kazanmaya çalışır. Karakterler ya varsayılan olabilir ya da benzersiz yeteneklere sahip NFT’ler arasından seçilir. Maç sırasında oyuncular pas atma, sprint yapma, blok koyma veya şut çekme gibi bireysel aksiyonları seçebilir. Oyuncular yalnızca maçlara katılmakla kalmaz; turnuvaları izleyebilir, birbirleriyle sosyalleşebilir ve kendi oyun içeriklerini tasarlayabilirler.

Rumble Pass, oyunculara sezon boyunca adım adım ilerleyebilecekleri özel bir sistem sunar. Bu özelliği etkinleştirdiğinizde daha geniş bir oyun dünyasına dâhil olursunuz. Maç kazandıkça özel görevlerin kilidi açılır. Rumble Pass’te tüm görevleri tamamladığınızda özel ödüller ve sürpriz kutular kazanabilirsiniz. Rumble Pass, 

 maçlarındaki rekabetten uzaklaşıp eğlenceye odaklanmak isteyenler için rahat bir oyun modu sunar.

’de farklı amaçlara hizmet eden NFT’ler kullanılır. NFT karakterine sahip oyuncular, bu karakterleri sahada özel yeteneklerle kişiselleştirebilir. Gatorade ve Under Armour gibi markalar da karakterler için özel donanımlar içeren NFT koleksiyonları sunar. Şu anda 

 altı farklı NFT koleksiyonuna sahiptir:

, son dört yılını oyununu geliştirip tasarlamaya ayırdı. Bu süreçte NBA yıldızları Stephen Curry ve Paul George gibi tanınmış isimlerle iş birliği yaparak kadrosunu güçlendirdi. Birçok beta testinin başarıyla tamamlanması ve oyun sisteminin kademeli lansmanının ardından 

. Bu süreçte, FAME token ve diğer ilgili hizmetlerin oyuna entegre edilmesi hedefleniyor. 

; lig sistemi, FAME ödülleri ve oyun mağazaları tamamen kullanıma sunulduktan sonra özel görevlerle oyun içeriğini genişletmeyi planlıyor. İlerleyen aşamalarda ise Amerikan futbolu gibi farklı spor temalı oyunlara yönelerek platformu içeriği çeşitlendirmeyi hedefliyor.

FAME tokenin 11 Mart 2025 tarihindeki lansmanından önce, 

. Sigma League gibi etkinliklere katılan ve oyun içi puan kazanan kullanıcıların bu FAME puanları, doğrudan FAME tokene dönüştürüldü. SocialFi kampanyasına katılanlar da airdrop’tan faydalanma hakkı kazandı. Tek yapmaları gereken, 

’in web sitesini ziyaret edip cüzdanlarını bağlamaktı. Böylece tokenler otomatik olarak hesaplarına eklendi. 

FAME, “Atletizmin, Medyanın ve Eğlencenin Geleceği” anlamına gelir. Bu token; özel görevleri tamamladığınızda ödül kazanmak ya da çevrim içi mağazadan ürün satın almak gibi pek çok farklı amaçla kullanılır. FAME, Ethereum tabanlı bir coindir. 

 olup bu miktar altı farklı gruba dağıtılacaktır:

Henüz yeni piyasaya sürülen FAME tokeni için bir fiyat geçmişi bulunmasa da yaklaşık 300 $ taban fiyatı ve 

 NFT’lerinin fiyat geçmişine göz atmak faydalı olabilir. Bu veriler, 

 NFT’lerinin genellikle piyasada orta segmentte fiyatlandığını gösteriyor. Ne en pahalı koleksiyonlar arasında ne de en ucuzlar arasında yer alıyor. 

Benzer şekilde, şirketin çıkardığı FAME coinin bir Bitcoin kadar pahalı olması beklenmediği gibi sıradan bir meme coin kadar da ucuz olmayacağı öngörülüyor. Büyük olasılıkla birkaç sentlik bir başlangıç fiyatına sahip olacak. Ancak yeterince ilgi görürse zamanla değeri artabilir.

Şu an bazı piyasa öncesi işlem platformlarında, FAME yaklaşık 0,02 $ seviyesinden işlem görüyor. Bu da tokenin lansmandaki fiyatına dair kabaca bir fikir verebilir. Yine de göz ardı edilmemesi gereken önemli bir detay var: FAME’in toplam arzı oldukça yüksek. Bu da piyasaya daha fazla token sürüldükçe fiyatın bir miktar baskılanabileceği anlamına geliyor.

FAME’in ilk fiyatı konusunda kimse kesin bir tahminde bulunamasa da bu durum kripto fenomenlerinin ilgisini azaltmış değil. Oyun; Animoca Brands, Stephen Curry ve benzeri güçlü isimlerle kurduğu bağlantılar sayesinde spor kültürüne ilgi duyan kullanıcıların dikkatini şimdiden üzerine çekmiş durumda. Genel olarak, bu tür çevrim içi ilgi ve etkileşim yeni çıkan coinler için olumlu bir işarettir. Çünkü bir token piyasaya sürüldüğünde, bu etki daha yüksek bir başlangıç fiyatına da işaret edebilir. Üstelik FAME token, oyun içinde geniş bir kullanım alanına sahip çünkü FAME ödülleri, bu oyunun temel bir parçası. Bu tür işlevsel kullanım genellikle bir tokenin fiyatını daha istikrarlı tutmasına yardımcı olur.

Yine de unutmamak gerekir ki FAME henüz test aşamasında bir proje. 

, bir süredir geliştiriliyor ancak henüz resmî olarak piyasaya coin sürmedi; yalnızca kademeli lansman sürecinde ilerliyor. Ayrıca kripto piyasasının genelinde son dönemde bazı güvensizlik sinyalleri gözlemleniyor. FAME’in bu dalgalanmalardan nasıl etkileneceğini önceden kestirmek zor olduğu için, bu projeyi değerlendirirken portföyünüzün büyük bölümünü FAME’e ayırmamaya ve aşırı risk almamaya özen göstermek akıllıca olabilir. Her zaman olduğu gibi mutlaka 

, basketbol tutkunları için gerçekten eğlenceli bir spor oyunu yaratma potansiyeline sahip. Bu etkileyici ekosistem, Stephen Curry gibi tanınmış NBA yıldızlarının desteğini arkasına almış durumda ve oyunculara heyecan verici oyun deneyimleri sunuyor. 

, daha şimdiden Sigma League ve kademeli lansman süreciyle önemli bir başarı elde etti. Yakında piyasaya sürülecek olan FAME token, markanın geleceği için daha büyük adımların habercisi olarak görülüyor. 

Rumble Kong League (FAME): Ronin ile E-Spor Arenasına Güçlü Bir Giriş

Cardano Spot ETF’nin onaylanması, ADA’nın BTC ve ETH gibi kripto varlıklarla benzer şekilde geleneksel finans sistemine entegre olabileceğini gösteriyor. Daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Grayscale Investments, kripto odaklı portföyünü genişletme hedefi doğrultusunda yeni bir adım attı. Şirket, 

 (ETF) için başvuru gerçekleştirdi.  Bu teklif şu anda SEC’in inceleme sürecinde ve kabul edilmesi durumunda, ADA’nın geleneksel finansın odağına yerleşmesine kapı aralayabilir. Bu ETF, ADA’nın piyasa değerine düzenli ve regülasyona uygun şekilde erişim sunmayı vadediyor. Ayrıca geleneksel finans kullanıcıları için büyüyen kripto ekosistemine açılan bir kapı işlevi görüyor. SEC başvuruyu değerlendirmeye devam ederken beklentiler de yükseliyor. Nitekim ADA, bu süreçte kayda değer fiyat artışları yaşadı. 

Bu makalede, söz konusu ETF hamlesinin Cardano’nun geleceğini nasıl şekillendirebileceği anlatılıyor. Aynı zamanda ADA’nın merkeziyetsiz inovasyonu geleneksel finans dünyasıyla buluşturma potansiyeline dikkat çekiliyor.

Cardano Spot ETF’i, Cardano (ADA) tokenlerini doğrudan tutan ve piyasa fiyatını yansıtan bir finansal araçtır. Bu sayede kripto varlığı doğrudan satın almaya ve yönetmeye gerek kalmadan Cardano’nun değerinden faydalanılabilir

Cardano Spot ETF’i, kullanıcılara ADA’nın piyasa performansına doğrudan ve regülasyonlara uygun şekilde erişme imkânı tanıyor. Bu erişim, vadeli sözleşmeler kanalı yerine, ADA’nın spot olarak elde tutulmasıyla sağlanıyor. Bu yenilikçi yapı, geleneksel finans dünyasıyla dijital varlık ekosistemi arasında bir köprü işlevi görüyor. Kullanıcılar, dijital cüzdan yönetimiyle ve kripto varlık hizmet sağlayıcılarıyla uğraşmadan Cardano’nun sunduğu fırsatlardan faydalanabiliyor.

 için kullanılan büyük blok zinciri ağlarından biri olan Cardano’nun yerel kripto varlığıdır. Cardano, geliştiricilere güvenli ve ölçeklenebilir 

 çözümleri oluşturma imkânı sunar. ADA token, 

Cardano Spot ETF’i, ADA tokenlerinin güvenli şekilde saklandığı özel bir saklayıcı kurum aracılığıyla bir güven fonu şeklinde yapılandırılır. Örneğin, Grayscale’in Cardano ETF’i önerisinde, dijital varlıkların güvenliğinden Coinbase Custody Trust Company sorumludur. Bu durumda BNY Mellon Asset Servicing, sektör standartlarına uygunluğu sağlamak için fonun günlük operasyonlarını denetleyecek, ayrıca değerleme, muhasebe ve düzenleyici raporlama gibi kritik işlevleri ele alacak.

ETF’nin değeri Coinbase, Crypto.com, Bitfinex ve Kraken gibi güvenilir platformlarda yer alan fiyatları esas alan bir endeksle ADA’nın piyasa fiyatına bire bir bağlı olacak.

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonundan (SEC) gerekli onayın alınmasıyla birlikte Cardano Spot ETF hisseleri NYSE Arca gibi büyük platformlarda işlem görmeye başlayacak. Bu listeleme, geleneksel aracılık hesapları aracılığıyla hisse alıp satılmasına olanak tanıyacak, kripto varlıklar için alışılmış ve düzenlenmiş bir alan sağlayacak. ETF, sıkı düzenleyici denetim altında çalışarak şeffaflık, güvenlik ve yasal uyumluluk sağlayacak. Sonuçta Cardano’nun piyasa hareketlerine katılmak isteyenlere güvenli ve pratik bir yöntem sunulmuş olacak.

Cordano Spot ETF’lerinin Mevcut Görünümü

Grayscale Investments, 10 Şubat 2025’te ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) 

 bulunarak ADA’ya düzenlenmiş erişim sunmayı hedefleyen bir Cardano Spot ETF’i teklif etti. SEC, 24 Şubat 2025’te başvuruyu resmen kabul ederek kamuya açık yorum sürecini içeren resmî inceleme zamanını başlattı. İnceleme sürecinde ilk karar için 180 güne kadar zaman tanınır. Gerekli görülürse bu süre uzatılabilir. Piyasa manipülasyonu ve kullanıcının korunması gibi endişeler nedeniyle temkinli davranan SEC’in, 

 onaylarının ardından daha esnek bir yaklaşım benimsediği görülüyor. Bu da düzenlemelerde daha uyumlu bir çerçeveye geçiş sinyali veriyor. (Polymarket analistleri, onay ihtimalini %64 olarak değerlendiriyor.)

Grayscale’in teklifine piyasa tepkisi oldukça olumlu oldu. Duyurudan sonraki 24 saat içinde ADA’nın fiyatı yaklaşık 

 arttı ve BTC ile ETH’yi geride bıraktı. Bu yükseliş, Cardano’nun ETF aracılığıyla geleneksel finansal sisteme entegre olabileceğine duyulan güveni gösteriyor. Aynı zamanda kullanıcı iyimserliğinin güçlü olduğunu ve kurumsal ilgide artış yaşandığını yansıtıyor.

Grayscale’in Cardano Spot ETF başvurusuna dair SEC kararı henüz kesinleşmemiş olsa da düzenleyici gelişmelerle birlikte olumlu piyasa havası, Cardano için umut vadeden bir tablo ortaya koyuyor. Bu gelişme, geleneksel finansla dijital varlıklar arasındaki köprüyü güçlendirirken, ADA’nın da dinamik piyasa koşullarında önde gelen bir blok zinciri varlığı olarak konumunu pekiştiriyor.

Cardano Spot ETF Başvurusunun Kripto Piyasasına Etkisi

Grayscale’in Cardano odaklı ETF girişimi, kullanıcı ilgisini ciddi biçimde artırdı. ADA’nın fiyatı, Bitcoin ve Ethereum gibi büyük kripto varlıkları geride bırakacak ölçüde yükseldi. Bu durum, Cardano’nun geleneksel finans ürünlerine entegrasyonuna dair artan iyimserliği yansıtırken dijital varlıkların klasik yatırım sistemlerinde daha fazla kabul gördüğüne de işaret ediyor.

Bu arada, Başkan Trump’ın Cardano dâhil bazı kripto varlıkları içeren stratejik rezerv açıklaması da ADA’nın değerini yukarı çekti. Açıklamanın ardından 

 artışlar kaydedildi. Dijital varlıkları ABD’nin finansal altyapısına dâhil etmeyi hedefleyen bu adım, Cardano’nun piyasa açısından ne kadar önemli bir konuma sahip olduğunu da doğruluyor. 

ETF başvurusu ile stratejik rezerv duyurusunun aynı döneme denk gelmesi güçlü bir sinerji yarattı. ETF başvurusu pozitif algıyı tetiklerken, hükûmetin açıklaması kullanıcı güvenini artırarak ADA’nın fiyatında daha güçlü bir artışa neden oldu. 

Cardano Spot ETF Başvurusu Onaylanırsa Ne Anlama Gelir?

SEC’in Cardano Spot ETF’yi onaylaması, kripto varlıkların geleneksel finans dünyasına entegrasyonu açısından kritik bir dönüm noktası olur. Bu onay, ADA için daha fazla erişilebilirlik, likidite ve yasal tanınırlık sağlayacak; dijital varlık ekosisteminde yaygın benimsenme ve büyümenin önünü açacak.

Piyasayı yakalamak ve ADA tokenleriyle işlem yapmak mı istiyorsunuz? Bybit TR’de 

Cardano Spot ETF’nin olası onayı, ADA için geleneksel finans dünyasında meşruiyet kazanma yolunda önemli bir eşik olabilir. Bu adım, geçmişte Bitcoin ve Ethereum’un geçtiği düzenleyici süreçlerle benzerlik taşıyor. SEC’in kararı henüz netleşmemiş olsa da ADA fiyatlarındaki yükseliş ve artan kurumsal ilgi, kullanıcıların Cardano’nun geleneksel finans sistemine entegre olacağına dair beklentilerini güçlendiriyor. ETF’nin onaylanması, ADA’nın erişilebilirliğini ve piyasa likiditesini artırabilir; bu da onu daha rekabetçi bir blok zinciri varlığı hâline getirirken ekosisteminin büyümesini de destekleyebilir. 

 gibi daha geniş kapsamlı girişimlerle birlikte ele alındığında Cardano’nun, merkeziyetsiz inovasyonu düzenlenmiş finansal yapılarla birleştirme konusundaki artan önemini gözler önüne seriyor.

ADA İçin Yeni Bir Dönem:  Spot ETF ile Artan Pazar Payı

Roam, kullanıcıları dünya çapında 3 milyondan fazla OpenRoamingTM erişim noktasına sorunsuzca bağlayan merkeziyetsiz bir küresel WiFi ağıdır. Daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Telekomünikasyon sektörü, finansal baskılar ve eskiyen iş modelleri nedeniyle ciddi zorluklarla karşı karşıya. Roam (ROAM), kullanıcıları dünya çapında 3 milyondan fazla erişim noktasına bağlayan merkeziyetsiz bir küresel WiFi ağı aracılığıyla bu sınırlamaları çözmeyi hedefliyor.

Bu makalede, Roam’un şifre ihtiyacını ortadan kaldıran ve kullanıcı katkılarını ödüllendiren blok zinciri destekli bağlantı çözümünün, telekomünikasyon sektörünü nasıl dönüştürdüğünü inceliyoruz. Roam’un 1,8 milyon kullanıcıya ulaşması, sunduğu yenilikçi özellikler ve ağ katılımcılarına ekonomik fırsatlar yaratmaya odaklı merkeziyetsiz yaklaşımı da bu başarının temelini oluşturuyor.

 (eski adıyla MetaBlox), kullanıcıları dünya genelindeki 3 milyondan fazla OpenRoaming erişim noktasına sorunsuz şekilde bağlayan merkeziyetsiz bir küresel WiFi ağıdır. Güvenli ve şifresiz bağlantı sağlarken hem kullanıcıları hem de ağ sağlayıcılarını ödüllendirmek için 

Roam, 2021’in son çeyreğinde, kapsamlı telekomünikasyon ve kripto deneyimine sahip bir ekip tarafından MetaBlox adıyla kuruldu. Kısa sürede, fikir aşamasından sektör liderliğine uzanan hızlı bir gelişim gösterdi. 2022’nin ikinci çeyreğinde ilk cihazı olan WiFi-Miner (MBWF-P100) piyasaya sürüldü. Hemen ardından Wireless Broadband Alliance ile iş birliği yaparak tek resmî 

2022’nin son çeyreğinde Roam mobil uygulaması yayımlandı. Bu sayede kullanıcılar, OpenRoaming altyapısıyla şifresiz kimlik doğrulama üzerinden 1 milyondan fazla merkeziyetsiz WiFi erişim noktasına bağlanabilir hâle geldi. 2023'teki olumsuz piyasa koşullarına rağmen şirket büyümeye devam etti. Büyük mobil platformlara DID/VC tabanlı OpenRoaming profilleri entegre etti ve 

2024’ün ikinci çeyreğinde MetaBlox, Roam ismini aldı ve Solana mainnet’ine taşındı. Bugün itibarıyla 100.000’in üzerinde DePIN ağı node’u (düğümü) ve 50.000’den fazla uygulama kullanıcısıyla ekosistemi büyümeye devam ediyor. Bu sağlam altyapı, bugün 1,1 milyon node ve 1,8 milyon kullanıcıya ulaşarak piyasada Roam’un merkeziyetsiz bağlantı yaklaşımına olan güçlü ilgiyi açıkça ortaya koyuyor.

Roam, bağlantının sağlanması ve gelir elde edilme şeklini dönüştüren merkeziyetsiz bir küresel WiFi ağı kurmayı hedefliyor. Platformun beş ana hedefi bulunuyor:

Bu hedefler bir araya gelerek hâlihazırda milyonlarca kullanıcıyı birbirine bağlayan, aynı zamanda ağa katkı sunanları ödüllendiren pratik bir çözüm sunuyor. Bu da insanların internete erişim ve internet bağlantısından yararlanma biçimlerini temelden değiştiriyor.

Roam ağının temelinde, parolaya veya merkezî veri tabanlarına ihtiyaç duymadan kullanıcıların DID’lerini doğrulayan benzersiz bir merkeziyetsiz kimlik doğrulama protokolü yer alır.

Kullanıcı, Roam destekli bir WiFi erişim noktasına yaklaştığında sistem DID bilgisini blok zinciri üzerinde çalışan özel yönlendiriciler (Roam madencileri) aracılığıyla otomatik olarak doğrular. Bu sayede manuel oturum açma ihtiyacı ortadan kalkar ve kullanıcı gizliliği korunurken güvenli bir bağlantı kurulur.

Roam, Wireless Broadband Alliance ile iş birliği yaparak OpenRoaming™ teknolojisini entegre etti ve kullanıcıların dünya genelinde 3 milyondan fazla erişim noktasına bağlanmasını mümkün kıldı. Bir kullanıcı, Roam uygulamasıyla ücretsiz DID oluşturduğunda artık bu kimlik sayesinde uyumlu tüm erişim noktalarında otomatik bağlantı sağlayabilir.

Geleneksel telekom altyapılarının aksine, Roam’un ağı şirketler tarafından değil, doğrudan kullanıcılar tarafından kurulup işletiliyor. Kullanıcılar, Roam yönlendiricilerini evlerinde ya da iş yerlerinde kurarak ağı genişletebilir ve bu süreçte madencilik yoluyla ödüller kazanabilir.

Sistem aynı zamanda 5G offloading özelliği sunarak, hücresel şebekelerdeki veri yoğun görevlerin WiFi’a kaydırılmasını sağlar. Bu da kesintisiz hizmet sunarken maliyet tasarrufu sağlar; özellikle yüksek uluslararası dolaşım ücretleriyle karşı karşıya kalan gezginler için büyük avantaja sahip.

Roam, bağlantıyı güçlendirmek, kullanıcı katılımını ödüllendirmek ve merkeziyetsiz ekosisteminin büyümesini desteklemek amacıyla kapsamlı bir ürün ve hizmet paketi sunar.

Rainier MAX60, Roam’un amiral gemisi donanımıdır. Ağ madenciliği için yüksek performanslı bir yönlendirici olarak işlev görür. WiFi 6 teknolojisi ile donatılmış olan cihaz, aynı anda 60 kullanıcıya kadar destek sunar ve kurumsal düzeyde güvenlik protokolleriyle uyumludur.

Sahiplerine 3.000 Roam puanı hoş geldin ödülü, günlük 60 Roam puanına kadar madencilik ödülü ve WiFi check-in’lerinden 150 ek puan kazandırır. Tüm bu avantajlarıyla Roam ekosistemi içinde güçlü bir gelir aracı hâline gelir.

Baker MAX30 yönlendirici, Roam ekosistemine daha uygun maliyetli bir giriş noktası sunar. WiFi 6 teknolojisiyle donatılmıştır; aynı anda 30 cihaza kadar bağlantı desteği sağlar ve güvenlik protokolleri açısından Rainier modeliyle aynı standartları taşır.

Cihaz sahipleri, kullanım oranına göre orantılı madencilik ödülleri kazanır. Buna ek olarak, hoş geldin ödülleri ve check-in ödülleri de sunulur. Daha düşük fiyatıyla, ev kullanıcıları ve küçük işletmeler için erişim engelini azaltırken ağın büyümesi için gerekli kalite standartlarını da korur.

Roam mobil uygulaması, ekosistemin merkezî arayüzü olarak işlev görür. iOS ve Android cihazlarla uyumludur. Kullanıcılar birkaç dokunuşla ücretsiz, merkeziyetsiz bir dijital kimlik (DID) oluşturabilir. Böylece Roam ve OpenRoaming destekli tüm erişim noktalarında otomatik ve şifresiz bağlantının keyfini çıkarabilirler.

Uygulama ayrıca yakındaki hotspot'ları görmeyi, kazanılan Roam puanlarını takip etmeyi ve bu puanları tokene dönüştürmek üzere “Yakma Havuzu”na katılmayı sağlayan kullanıcı dostu bir gösterge paneli içerir. Bunun yanında kullanıcılar, Roam eSIM ile küresel veri bağlantısı kurabilir ve check-in yaparak ek ödüller kazanabilirler.

Roam Explorer, ağın büyümesi ve performansıyla ilgili gerçek zamanlı verileri sunan web tabanlı bir gösterge panelidir. Platform, toplam kullanıcı sayısı ve günlük aktif kullanıcı verilerine ek olarak yaklaşık 200 ülkedeki Roam node’larının küresel dağılımını gösterir.

Kullanıcılar ayrıca ağın genişleme istatistiklerine, ödül dağılım verilerine ve "Yakma Havuzu" katılım bilgilerine erişebilir. Bu şeffaflık aracı, tüm katılımcıların ağ performans verilerine eşit şekilde ulaşmasını sağlayarak merkeziyetsiz yönetişimi destekler.

, 160’tan fazla ülkede anında aktivasyonla küresel veri erişimi sağlar; böylece seyahatlerde fiziksel SIM kartlara ihtiyaç kalmaz. Roam uygulamasıyla sorunsuz biçimde entegre çalışan esnek ve uygun fiyatlı veri paketleri sunar.

Kullanıcılar, ağı genişleterek, başkalarını davet ederek veya check-in işlemlerini tamamlayarak ücretsiz veri kazanabilir. Bu özellik, Roam’un WiFi altyapısını tamamlar ve erişim noktalarının bulunmadığı bölgelerde bile bağlantıyı sürdürmeyi mümkün kılar. Özellikle sık seyahat edenler ve dijital göçebeler için ideal bir çözümdür.

Roam Loan Programı (Huma Finance iş birliğiyle başlatıldı), ağa katkıda bulunmak isteyenler için minimum varlık bulundurma barajını düşürüyor. Kullanıcılar, madenci cihazlarını yalnızca %30 peşin ödeme ile (

 cinsinden) satın alabiliyor. Kalan %70’lik kısım Huma Finance tarafından karşılanıyor.

Krediler, cihazlar aracılığıyla kazanılan madencilik ödülleriyle geri ödenebiliyor. Geri ödeme tamamlandığında, tüm gelecekteki kazançlar tamamen kullanıcıya ait oluyor. TGE öncesinde kayıt sürecini tamamlayan madenci sahipleri, toplam 20 milyon ROAM tokenlik 

 pay alma hakkı kazanarak erken katılım için ekstra teşvik alıyor.

Roam Growth, ağ donanımlarını sürdürülebilir gelir sağlayan çok işlevli ekonomik araçlara dönüştürüyor. Platform, teknik süreçleri otomatikleştiriyor, farklı pazarlara entegre oluyor ve WiFi reklamcılığı gibi ek gelir kanalları sağlıyor.

Kullanıcılar; kazançlarını izlemek, performansı artırmak ve verimliliği yönetmek için kapsamlı finansal araçlardan faydalanabiliyor. Roam Growth, Roam’un küresel Telekom Veri Katmanı girişiminin ilk fazı olarak, insanlar, cihazlar, varlıklar ve yapay zekâ uygulamaları arasında kesintisiz bağlantı kurulmasını kolaylaştırıyor.

 projeleri arasındaki iş birliğini teşvik ediyor. 20 öncü iş ortağı da bu projede yer alıyor. Roam Discovery, kullanıcıları Roam’un ağına, araçlarına ve kullanıcı topluluğuna erişim imkânına kavuştururken çift token madenciliği fırsatları ve özel airdrop’larla da katılımı ödüllendiriyor.

, PayFi ve yapay zekâ gibi kilit alanlara odaklanıyor. Eylül 2024’te duyurulan “Physical Layer 1” anlatısından beslenen Roam Discovery, daha geniş DePIN ekosistemi için stratejik bir temel oluşturuyor ve iş birliğinde bulunanlara hibeler sunarak projeleri destekliyor.

Roam, kullanıma sunulmasından bu yana olağanüstü bir büyüme sergiledi. Bu büyüme, yaklaşık 200 ülkede 1,1 milyon node’a ve 1,8 milyon uygulama kullanıcısına ulaştı. Wireless Broadband Alliance ve 20 farklı DePIN projesiyle yapılan stratejik ortaklıklar, ağın büyümesini önemli ölçüde hızlandırdı.

Roam’un 2025 yol haritasında, yıl boyunca dört çeyreğe yayılmış 11 ana girişim bulunuyor:

Bu stratejik yayın takvimi, Roam’un ekosistemini kademeli olarak inşa ederken, onu birleşik ve merkeziyetsiz bir telekomünikasyon altyapısının temel taşı olarak konumlandırıyor.

Roam, farklı katılımcı gruplarını ödüllendirmek amacıyla birden fazla stratejik airdrop programı hayata geçirdi. Ağa katkı sağlayan kullanıcılar için, TGE öncesinde kayıt yaptıran madenci sahiplerine 20 milyon ROAM token ayrıldı. Bu ödüller, özellikle şu iki grubu hedef alıyor: Ağ kurucuları (en az 1 WiFi node’u kurup 10’dan fazla onaylı check-in alanlar) ve ağ doğrulayıcıları (10’dan fazla onaylı WiFi noktasında check-in yapanlar).

Ayrıca Roam’u başından beri destekleyen NFT sahipleri için ayrı bir airdrop daha bulunuyor. Katılımcılar ödüllerini, bir Discord talebi açarak ve belirtilen adımları izleyerek talep edebiliyor. İşlem tamamlandığında, kazanılan ödüller Roam mobil uygulamasında bir NFT Etiketi eşliğinde görüntüleniyor.

Bu airdrop kampanyaları üç ay boyunca devam edecek. Uygunluk durumu ve olası dağıtımlar, Roam uygulaması üzerinden takip edilebilecek. Bu çift airdrop yaklaşımı hem altyapıya katkıda bulunanları hem de projenin ilk finansal destekçilerini, Roam’un büyümesine yaptıkları katkı için görünür ve değerli kılıyor.

Roam ekosisteminin yerel kripto varlığı olan ROAM, ağ katılımını ve yönetişimi teşvik etmek amacıyla tasarlandı. Tek bir işleve değil, birden çok kullanım alanına hizmet ediyor: Ağ yönetişimi, staking ödülleri, hizmet ödemeleri ve ekosisteme erişim gibi.

Toplam arzı 1 milyar token ile sınırlandırılmış durumda. Bu arz, farklı kategorilere şöyle dağıtılıyor: Ekip için 120 milyon token (6 yıllık kilitli dağıtım), kullanıcılar için 280 milyon (airdrop’lar dâhil), TGE sonrası madencilikle üretilecek 600 milyon token.

TGE’den önce, kullanıcılar Roam puanı kazanabiliyor. Bu puanlar, "yakma" yöntemiyle ROAM tokene dönüştürülebiliyor. Dönüşüm için üç ayrı havuz bulunuyor: Genel yakma havuzu (tüm kullanıcılar için), madenci yakma havuzu (yalnızca donanım node’u çalıştıranlar için), etiket yakma havuzu (farklı nadirlik seviyelerine sahip Roam Sticker sahipleri için).

10 Mart 2025 itibarıyla, ROAM token yaklaşık 0,1948 dolar seviyesinden işlem görüyor. 24 saatlik işlem hacmi ise 46 milyon dolar civarında.

Ancak tokenin yeni piyasaya sürülmüş olması nedeniyle, fiyat tahminleri için yeterli geçmiş veri henüz oluşmuş değil. CoinCodex gibi bazı platformlar, algoritmalarının daha isabetli öngörüler sunabilmesi için daha uzun ve kapsamlı bir işlem geçmişine ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

Bybit TR Learn