Avalanche Spot ETF’si, AVAX’a kurumsal erişimi sağlayabilir. VanEck’in SEC başvurusunu, bu başvurunun AVAX üzerindeki etkisini ve olası bir onayın ne anlama gelebileceğini gelin, birlikte keşfedelim.

 (EVM) desteğiyle çalışan önde gelen blok zincirlerinden biridir. AVAX, kendi ağına ait yerel token olarak 25 Mart 2025 itibarıyla 

 onayladı. Şimdi ise AVAX dâhil birçok büyük 

 aynı fırsat için sıraya girmiş durumda.

Mart 2025’te, dünyanın önde gelen yatırım şirketlerinden VanEck, Avalanche Spot ETF’si onayı için SEC’e başvurusunu yaptı. Bu başvuruyla birlikte AVAX, spot ETF onayı bekleyen 

 (DOT) gibi altcoinlerle aynı kategoride yerini aldı. Başvuru onaylanırsa AVAX ETF’si projenin kaderini değiştirerek tokenin piyasa performansında büyük bir sıçrama sağlayabilir. Projenin geliştirici ekibi, token sahipleri ve VanEck onay için umutla bekliyor. AVAX’ı uzun süredir elinde tutan kişiler, yani 

’lar, SEC’ten çıkacak onayı dört gözle bekleyen bir diğer kitle.

Kripto topluluğundaki birçok kişi gelişmeleri yakından izliyor. Ancak onayın hızlı şekilde mi yoksa sancılı ve uzun bir süreç sonunda mı verileceği konusu net değil. SEC, Bitcoin ETF’si onay sürecini yıllar boyunca sürüncemede bırakmıştı. Gerekçesiz ertelemelerle, bazen de çeşitli endişeler sebebiyle bu süreci yavaşlatmıştı. 

AVAX için beklenen ETF onayında da aynı durum söz konusu olabilir. Öte yandan, Donald Trump’ın yeni yönetimi özellikle yakın zamanda açıklanan 

 birlikte kripto yanlısı bir tutum sergiliyor. AVAX fon kapsamına alınmamış olsa da yeni yönetimin kripto yanlısı yaklaşımı, sürecin hızlı ve sorunsuz ilerlemesine yönelik beklentileri artırıyor.

Bu yazıda VanEck’in AVAX Spot ETF’si başvurusunu, olası onayın etkilerini ve bunun AVAX ile Avalanche ekosistemi için ne anlama gelebileceğini inceleyeceğiz.

Avalanche (AVAX) Spot ETF’si, VanEck tarafından Delaware eyaletinde kaydedilen ve AVAX adlı kripto varlığa dayanan bir finansal araçtır.

25 Mart 2025 itibarıyla SEC bu ETF başvurusunu incelemeye aldı. Onay çıkarsa ETF ABD borsalarında işlem görmeye başlayacak. Bu durumda ETF, AVAX varlıklarından oluşacak ve MarketVector™ Avalanche Endeksi’ni temel alarak hareket edecek. VanEck bu başvuruyu Mart 2025’te gerçekleştirdi. Başvuru onaylanırsa bu, piyasadaki ilk Avalanche Spot ETF’si olacak.

Avalanche Spot ETF’si Nasıl Çalışır?

Bu ETF, kişilerin AVAX’a doğrudan, düzenlenmiş finansal piyasalar üzerinden ulaşabilmesini sağlar. Tıpkı diğer ETF’ler gibi, AVAX ETF’si de hem piyasa saatlerinde borsalarda hem de OTC işlemlerde alınıp satılabilir. Böylelikle düzenleyici kısıtlamalar yüzünden daha önce kripto varlık alamayan 

 kullanıcılar için önemli bir fırsat oluşur.

Avalanche Spot ETF’si, vadeli kripto işlemlerinden farklı olarak kişilere doğrudan AVAX satın alma ve tutma imkânı tanır. ETF’ler oldukça likittir ve düzenlenmiş borsalar aracılığıyla kolayca işlem yapılabilir. Bu durum kullanıcılara önemli bir avantaj sağlar. Blok zinciri üzerinde cüzdan oluşturmak, AVAX almak, satmak veya transfer yapmak gibi teknik zorluklar ortadan kalkar. Kripto dünyasına uzak olanlar için cüzdan oluşturmak ve blok zincirlerinde işlem yapmak zahmetli olabilir. AVAX ETF’si, itibari parayla mevcut piyasa fiyatı üzerinden kolay alım-satım imkânı sunar.

Teorik olarak SEC, ETF hisselerinin doğrudan AVAX ile takas edilmesini ya da itibari para üzerinden nakit geri alım modelini onaylayabilir. Ancak bu durumun ilk onay sürecinde gerçekleşmesi pek muhtemel görünmüyor. Onaylanan 

 bile çoğunlukla nakit geri alım modeline dayalı çalışıyor. Bu nedenle AVAX ETF’sinde doğrudan tokenle geri alım modeli beklenmiyor.

Avalanche Spot ETF’lerinin Güncel Durumu

SEC onaylı bir AVAX Spot ETF’si henüz yok. VanEck’in başvurusu onaylanırsa piyasada ilk Spot Avalanche ETF’si yürürlüğe girecek.

, yıl ortasında ise Spot Ethereum ETF’lerine onay verdi. SOL, XRP, LTC ve DOT gibi birçok altcoin de benzer şekilde ETF onayı bekliyor. AVAX ETF’si ise bu başvurular arasında en çok dikkat çekenlerden biri.

Spot ETF’lerden daha önce onay almış vadeli işlem tabanlı kripto ETF’leri de var. Onay alan ilk 

 Ekim 2021’de listelenen ProShares Bitcoin Strategy ETF’si (BITO) olmuştu. 

 ilki ise bundan iki yıl sonra, Ekim 2023’te onay aldı. Öte yandan, SEC’e şu ana kadar AVAX vadeli ETF başvurusu yapılmadı. Dolayısıyla VanEck’in ETF başvurusu onaylanırsa bu, piyasadaki AVAX tabanlı ilk ETF olacak.

Avalanche EFT Başvurularının Kripto Piyasası Üzerindeki Etkisi

VanEck’in SEC başvurusu kamuoyuna ilk kez 14 Mart 2025’te yansıdı. Bazı analistler, bu haberlerin AVAX fiyatında yukarı yönlü bir etki yaratacağını düşünmüştü. Ancak AVAX fiyatı bir süre boyunca yatay seyretmeye devam etti. 24 Mart 2025’te görülen fiyat artışı ise büyük ihtimalle FOMC toplantısında 

 karar verilmesiyle oluşan pozitif etkiden kaynaklandı. Son bir haftada AVAX’ın fiyat hareketi, Bitcoin ve genel kripto pazarındaki durumla paralel şekilde ilerledi. Bu durum insanların SEC’in başvuruyu ağırdan alacağını düşündüğünü, bu nedenle ciddi bir fiyat tepkisi oluşmadığını gösteriyor.

SEC kripto ETF’si başvurularını uzun süre askıda bırakması nedeniyle oldukça konuşuldu. Kurum bu başvuruya yönelik çekinceler öne sürerse onay süreci aylarca, hatta yıllarca sürebilir. Kripto dünyasına dair ilginç gerçeklerden biri de şu: SEC ilk Bitcoin Spot ETF başvurusunu 2013’te almasına rağmen onay vermesi 2024’ü yani 

 bulmuştu. Elbette o dönemde kriptonun finansal varlık olarak kabul edilmesi konusu bile oldukça yeniydi.

2025’te kripto ekosistemi tamamen farklı bir noktada. SEC’in kripto spot ETF’leri için bir onay süreci oluşturmuş olması, VanEck’in AVAX ETF’si onayıyla ilgili gecikme yaşanması ihtimalini düşüren bir etken. Kurumun son dönemde spot ETF’lere onay vermesi de göz önüne alındığında bu başvuru için sürecin daha hızlı işlemesi tahmin edilebilir.

Avalanche ETF Başvurusunun Onaylanması Ne Anlama Gelir?

Olur da başvuru kabul edilirse kurumsal kullanıcıların AVAX’a yönelik ilgileri artabilir. Düzenleyici engeller, bugüne kadar birçok kurumsal kullanıcının AVAX gibi kripto varlıklardan uzak durmasına neden olmuştu. Spot ETF’si sayesinde kişi ve kurumlar için AVAX’a doğrudan erişimi mümkün kılan bir ortam oluşacak. Kurumsal girişler, AVAX’ın fiyatı üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturabilir. 

Söz konusu fiyat artışı öngörülemese de geçmişte bu tür ETF onaylarının kripto fiyatlarını yükselttiği biliniyor. Örneğin, SEC 10 Ocak 2024’te Bitcoin Spot ETF’lerini onayladığı sırada BTC yaklaşık 46.600 dolardan işlem görüyordu. Onay sonrası Bitcoin’in fiyatı hızla yükseldi ve iki ay içinde 70.000 dolar seviyesini aştı.

AVAX Spot ETF’si onayı, bir teknoloji altyapısı olan Avalanche 

 daha fazla kurumsal ilgiyi beraberinde getirebilir. Zaten Avalanche şu anda JPMorgan ve Mastercard gibi dev finans kurumlarıyla blok zinciri tabanlı hizmetler için iş birliği içinde. ETF’nin onayı, Avalanche’ın yeni kurumsal entegrasyonlar ve sektörler arası iş birlikleri için kapı aralamasını sağlayabilir.

Avalanche Spot ETF’sinin onayı, kripto ETF’leri ekosisteminde büyük değişimlere yol açabilir. VanEck’in başvurusu onaylanırsa daha küçük ölçekli tokenler için spot ETF başvuru süreci de kolaylaşabilir. Dolayısıyla bu gelişme, tüm kripto piyasası için uzun vadeli etkiler doğurabilir. AVAX yalnızca kripto varlık hizmet sağlayıcılarda işlem gören bir varlık olmaktan çıkıp kurumsal kullanıcıların erişebileceği bir araca dönüştüğünde fiyatında artış yaşanabilir.

Şu anda SEC’in onayını bekleyen altcoin tabanlı birçok ETF başvurusu var. Avalanche Spot ETF’si başvurusu da bunlardan biri. Birden fazla altcoin için başvuruların sırada olması SEC üzerinde toplu bir onay baskısı oluşturuyor. 

SEC bu başvurulara onay vermekte gecikirse kamuoyuna çok güçlü gerekçeler sunmak zorunda kalabilir. Bitcoin ve Ethereum spot ETF’lerinin onaylandığı bir piyasada, bu gecikmeyi haklı göstermek oldukça zor olabilir. AVAX ETF’si başvurusunun pozitif sonuçlanabileceğini düşünenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çok. Asıl mesele, SEC’in ne düşündüğü ve ne diyeceği.

Orta Düzey

Avalanche Spot ETF’si: AVAX’a Kurumsal Düzeyde Erişimin Artırılması

Prosper, kurumsal düzeydeki madencilik gücünü (hash oranı) tokenize ederek topluluğun Bitcoin madenciliğine doğrudan katılmasını sağlayan merkeziyetsiz bir protokoldür.

40,5 milyar dolarlık Bitcoin madenciliği sektörü hâlâ büyük kurumsal oyuncuların kontrolünde; bu da bireysel kullanıcılar için ciddi bir giriş engeli oluşturuyor. Prosper (PROS), Bitcoin’in 

 tokenize edip zincir üzerine taşıyarak bu sorunu çözmeyi amaçlıyor. Böylece topluluk üyeleri, kurumsal düzeyde madencilik gücüne sahip olup onu birlikte yönetebiliyor.

Bu makalede, Prosper’in ne olduğunu, nasıl ortaya çıktığını, neyi hedeflediğini ve nasıl çalıştığını birlikte inceleyeceğiz. Ayrıca Prosper’in öne çıkan özelliklerine, yol haritasına, token ekonomisine ve potansiyeline değinecek; son olarak gelişen Bitcoin ekosistemindeki yerine dair yorumlarımızı paylaşacağız.

, kurumsal seviyedeki madencilik gücünü tokenize ederek topluluk katılımını mümkün kılan merkeziyetsiz bir protokoldür. Prosper’in yerel PROS tokeni sayesinde kullanıcılar, Bitcoin’in altyapısında doğrudan pay sahibi olabiliyor.

Prosper, Bitcoin’in madencilik gücünü zincire taşıyarak topluluk katılımını mümkün kılmak ve Bitcoin ekosistemini daha da merkeziyetsizleştirmek vizyonuyla doğdu. Projenin kurucuları, üç büyük pazarın kesişiminde henüz değerlendirilmemiş bir fırsat keşfetti: Bitcoin’in 1,39 trilyon dolarlık piyasa değeri, 

 ya da borç verme protokolü geliştirmek yerine kurumsal düzeyde Bitcoin madencilik gücüyle desteklenen bir Bitcoin ekosistem tokeni olarak PROS’a odaklandı.

BITMAIN ve ANTPOOL gibi sektör devleriyle kurulan stratejik ortaklıklar sayesinde, profesyonel madencilik uzmanlığı merkeziyetsiz ve topluluk tarafından yönetilen bir yapıya başarıyla entegre edildi. 

Prosper, mevcut ekosistemdeki kritik boşlukları gidererek Bitcoin’in altyapısını dönüştürmeyi amaçlıyor.

Topluluk sahipliği, kurumsal düzeyde yürütme ve sürdürülebilir token ekonomisinin birleşimi; Prosper’in Bitcoin madenciliğini daha erişilebilir hâle getirme ve tüm ekosisteme kalıcı değer kazandırma vizyonunun temelini oluşturuyor.

Prosper, şeffaflık, topluluk temelli yönetim ve sürdürülebilir büyümeyi destekleyen dört temel yapı taşı üzerine inşa edilmiştir.

Token Başına Artan Madencilik Gücü Modeli

Prosper’in temel tasarımı, zamanla her PROS tokenin daha fazla madencilik gücünü temsil etmesini sağlayan, token başına artan madencilik gücü modeline dayanır. Bu model iki aşamada işler:

Bu sistem sayesinde PROS tokenler zaman içinde daha fazla madencilik gücüyle desteklenerek sürdürülebilir bir değer döngüsü yaratır.

Prosper, stratejik iş ortaklıklarıyla kurumsal düzeyde madencilik operasyonlarını güvence altına alır. Üst düzey üreticilerden temin edilen madencilik ekipmanları Prosper’in DAO’suna aittir ve kesintisiz çalışması için profesyonel barındırma hizmetleri tarafından yönetilir. Sistem, verimli Bitcoin üretimi için önde gelen madencilik havuzlarıyla entegre çalışır. Tüm süreç, protokol panosunda gerçek zamanlı performans verileriyle şeffaf şekilde izlenebilir.

Madencilik ödülleri belirli bir sisteme göre dağıtılır. Kazanılan Bitcoin’ler önce Prosper’in madencilik havuzu hesabına yatırılır. Buradan, işletme maliyetleri ve barındırma ücretleri için belirli bir pay ayrılır. Geriye kalan BTC ise güvenli bir protokol cüzdanına aktarılır. Bu bakiye, DAO hazinesi ile aktif katılımcılara verilen staking ödülleri arasında paylaştırılır.

Prosper, token başına madencilik gücünü korumak için çeşitli güvenlik önlemleri uygular. Bunlar arasında; gösterilmeyen yedek madencilik gücü, gerektiğinde yeni madencilik ekipmanı devreye alma kapasitesi ve madencilik gücünü korumak için PROS tokenlerini satın alıp 

Bu entegre sistemler, minimum teknik bilgiyle bile topluluk üyelerinin profesyonel düzeyde Bitcoin madenciliğine katılabildiği istikrarlı ve şeffaf bir yapı sunar.

Prosper, Bitcoin madenciliğini herkes için erişilebilir kılma misyonunu üç temel özellik üzerine kurulu güçlü bir ekosistemle hayata geçirir. Bu yapı, aynı zamanda token sahipleri için sürdürülebilir bir değer yaratır.

Prosper, topluluk sahipliği ile kurumsal uzmanlığı bir araya getirerek Bitcoin madenciliğinde devrim niteliğinde bir model sunar. Protokol; donanım üretimi ve barındırma için BITMAIN, madencilik havuzu hizmetleri için ANTPOOL ve Bitcoin fiyat risk yönetimi ile likidasyon için Metalpha gibi sektör liderleriyle stratejik ortaklıklar kurar.

Sektör uzmanlarıyla topluluk yönetiminin iş birliği, teknik bilgiye ya da yüksek sermayeye ihtiyaç duymadan madencilik gelirlerine erişimi mümkün kılan benzersiz bir model ortaya koyar. Bu yaklaşım, protokolün merkeziyetsiz yapısını korurken profesyonel madencilik süreçlerinin sürdürülmesini sağlar.

Prosper’in yönetişim yapısı, gelişmiş DAO modeli sayesinde merkeziyetsizliği operasyonel verimlilikle dengeler. Cayman Adaları merkezli tüzel yapı, fikrî mülkiyet ve varlıkları elinde bulundurur; DAO’nun geleneksel yasal çerçevelerde doğru şekilde temsil edilmesini sağlar. PROS token sahipleri ise karar alma süreçlerine yapılandırılmış protokoller aracılığıyla katılır.

Prosper’in sistemi, zararlı kararları engellemek için yerleşik koruma önlemleri içerir. Aynı zamanda yönetime katılanlara Bitcoin ödülleri dağıtarak aktif katılımı teşvik eder. Bu sayede protokolün gelişimine katkıda bulunanlar, başarıdan doğrudan pay alır. Böylece bireysel token sahipleri ile Prosper ekosisteminin tamamı arasında güçlü bir uyum oluşur.

Prosper’in hazinesi, madencilik ödülleriyle düzenli olarak büyür ve tüm ekosistem için uzun vadeli değer üretir. Hazine yönetiminde benimsenen temkinli yaklaşım, stratejik büyüme fırsatlarını gözetse de önceliği her zaman güvenliğe verir.

Varlıklar, profesyonel üçüncü taraf saklayıcılarda tutulabilir; getiri sağlayan, platformla uyumlu DeFi protokollerine yönlendirilebilir ya da ortak projelerde 

Prosper, tüm hazine süreçlerinde Bitcoin’in uzun vadeli potansiyeline olan temel inancını korur ve finansal stratejisini topluluğun çıkarlarıyla uyum içinde yürütür.

Prosper’in gelişimi, sürdürülebilir büyümeyi ve değer yaratımını hedefleyen stratejik bir yol izler. Protokol, Kasım 2024’te birinci aşamaya (madencilik gücünü tamamlama) geçti. Bu süreçte, katkı sağlanan madencilik gücünü çevrim içi hâle getirmeye ve token başına minimum madencilik gücü oranını belirlemeye odaklandı.

İkinci aşama (protokol ölçeklendirme), birinci aşamanın başarıyla tamamlanmasının ve eski token sözleşmelerinin, topluluk tarafından onaylanan 

 önerisiyle yeni birleşik sözleşmeye aktarılmasının ardından başlayacak. Bu geçiş, token sahiplerinden herhangi bir takas işlemi gerektirmeden süreci kolaylaştıracak şekilde planlandı.

Bu ilk aşamaların ötesinde Prosper, topluluğa ait madencilik gücünü artırmak ve Bitcoin ekosistemi genelinde yeni stratejik ortaklıklar kurmak için iddialı bir büyüme planı ortaya koydu. Proje ekibi, token kullanım alanlarını genişletmeye ve yönetim mekanizmalarını geliştirmeye güçlü şekilde bağlı. Bu uzun vadeli vizyon, PROS’u gerçek madencilik gücüyle desteklenen, güvenilir bir Bitcoin ekosistem tokeni olarak konumlandırıyor. Aynı zamanda geleneksel madencilik süreçleriyle DeFi fırsatları arasında topluluk için sürdürülebilir bir köprü kuruyor.

PROS, Prosper ekosisteminin yerel hizmet tokenidir. Her PROS tokeni, büyüyen bir Bitcoin madencilik havuzunda sahipliği temsil eder ve yalnızca piyasa dalgalanmalarına değil, gerçek altyapıya dayalı bir değer sunar.

Prosper’in yenilikçi arz modeli, token başına düşen madencilik gücünü (hash oranını) korumaya ve artırmaya odaklanır.

Bu sistem, piyasa koşulları elverişli olduğunda stratejik büyümeye imkân tanırken token değerinin seyrelmesini önler ve artan madencilik gücü sayesinde mevcut sahiplerin her zaman büyümeden pay almasını sağlar.

PROS’un fiyat beklentisi, topluluk odaklı Bitcoin madenciliği protokolü olan Prosper’in gelişimiyle doğrudan bağlantılıdır. 24 Mart 2025 itibarıyla yaklaşık 0,4085 $ seviyesinden işlem gören PROS, Prosper’in yol haritasını uygulaması ve madencilik faaliyetlerini genişletmesiyle birlikte büyüme potansiyeli taşıyor.

Kripto varlık fiyat tahminleri doğası gereği spekülatif olsa da bazı analiz hizmetleri PROS’un gelecekteki değerine dair öngörüler sunuyor:

Bu tahminler, Prosper’in yenilikçi madencilik gücü destekli modeli ve değer kazandıran token ekonomisi sayesinde PROS için olumlu bir uzun vadeli gidişata işaret ediyor. Ancak PROS’un gelecekteki değeri, yol haritasının adım adım hayata geçirilmesine, madencilik faaliyetlerinin istikrarlı biçimde genişlemesine ve genel Bitcoin piyasasının koşullarına bağlı olacaktır.

PROS, merkeziyetsiz Bitcoin madenciliği alanında sağlam temellere sahip olsa da kullanıcıların karar vermeden önce projenin avantajlarını ve olası risklerini dikkatle değerlendirmesi gerekir.

Prosper (PROS), kurumsal düzeydeki madencilik yaklaşımı ve topluluk temelli yönetişim modeliyle umut vadeden bir potansiyele sahip. Bu yenilikçi, topluluk temelli madencilik modeli dikkate alındığında, kullanıcıların karar vermeden önce 

Prosper’in topluluk odaklı Bitcoin madenciliği modeli, kurumsal düzeydeki altyapıdan yararlanırken toplu sahipliği mümkün kılarak geleneksel madencilikteki engelleri ortadan kaldırmayı hedefliyor. Artan madencilik gücü modeli ve stratejik sektör ortaklıkları sayesinde Prosper, teknik karmaşa ya da yüksek sermaye gerektirmeden madencilik yapmak isteyenler için pratik ve erişilebilir bir çözüm sunuyor olabilir.

Prosper (PROS): Geleceğin Topluluk Destekli Bitcoin Madenciliği

Piyasalardaki dalgalanmalara rağmen varlık güvencesi sağlayan, altınla desteklenen, 2025 yılındaki 11 popüler kripto varlığı keşfedin. XAUt, PAXG ve diğer popüler tokenleri gelin yakından inceleyelim.

2025’in başında, Donald Trump’ın ABD başkanlığına geri dönmesiyle birlikte finans piyasalarında ani değişimler yaşandı. ABD’de kamu harcamalarının kısılması, tarife savaşlarının yeniden gündeme gelmesi ve ticaret ilişkilerindeki yeni dengeler; piyasalarda endişeye, 

 fiyatlarında düşüşe ve yatırımcı güveninde zayıflamaya yol açtı. Hisse senetleri değer kaybederken kripto piyasasında da yavaşlama gözlendi. Bu durum da piyasalarda genel olarak olumsuz bir havanın hâkim olduğunu gösteriyor.

Dünyanın en değerli metalleri arasında yer alan 

, yatırımcı güveninin azaldığı bu dönemde dikkat çekici şekilde yükseliyor. Finans dünyasının ve piyasaların geçmişine hâkim olanlar için bu tablo aslında şaşırtıcı değil. Altın, geçmişte de hisse senetleri düşerken ve büyümeye bağlı varlıklar değer kaybederken güçlü bir performans sergilemişti. Bu yazının kaleme alındığı 24 Mart 2025 itibarıyla altın fiyatı son 10 günde yaklaşık %5 yükseldi. Bu artış, fiyat dalgalanmalarına alışık olan kripto alıcıları için küçük bir hareket gibi görünebilir. Ancak fiyat istikrarıyla tanınan altın için dikkat çekici bir haftalık artış söz konusu. 

Altının yükselişi kripto kullanıcılarının daha önce göz ardı edilen bir kategoriye odaklanmasına neden oldu: Altın destekli ve altına endeksli kripto varlıklar. Kripto piyasasının geneli durgun seyrederken bu kategorideki kripto varlıklar altın fiyatındaki yükselişi neredeyse birebir yansıtan haftalık artışlar gösteriyor. Eğer belirsizlik ortamında güvenli liman arayan biriyseniz altın destekli tokenler size göre olabilir. Bu yazıda, 24 Mart 2025 itibarıyla popüler olan 11 altın destekli kripto varlığı inceleyeceğiz. Bu tokenler söz konusu kategorinin toplam 

Altın destekli kripto varlık, değeri genellikle fiziksel altın rezervleriyle güvence altına alınan tokenize bir dijital varlıktır. Bazı durumlarda, altın rezervlerini doğrudan tokeni ihraç eden kuruluş saklar. Diğer durumlarda ise bu rezervler, ihraç eden adına hareket eden güvenilir bir üçüncü taraf saklama kurumu tarafından tutulur.

İlk altın destekli kripto varlıklar 2019–2020 yılları arasında piyasaya sürüldü. Bunlar arasında 2020’de çıkan Tether Gold (XAUt) ve 2019’da piyasaya sürülen Pax Gold (PAXG) yer alıyor. Bu alanda dikkat çeken bir diğer proje ise 2019–2023 yılları arasında faaliyette olan Perth Mint Gold Token (PMGT) oldu.

Altın destekli kriptolar, sahip olduğunuz altını 

 uygulamalarında daha likit ve esnek bir şekilde kullanmanıza olanak tanır.

Altın destekli kripto varlıklar, kripto piyasasındaki dalgalanmalara karşı koruma sağlar.  

Altın Destekli Kripto Varlıklar Nasıl Çalışır?

Daha önce belirtildiği gibi, bu kripto varlıkların arkasında fiziksel altın rezervleri bulunur. Altın rezervlerinin saklanma şekli ve yöntemi projeye göre farklılık gösterebilir. Bazı projelerde altını proje şirketi tutarken bazıları ise bu işi güvenilir üçüncü taraflara bırakır.

Bu tür kriptolar, kripto piyasasında yer almak isteyen ancak gerçek varlık teminatı arayan kullanıcılar için idealdir. Altın; güvenilirliği, geçmişi ve yaygın kabulü sayesinde dijital varlıklar için sağlam bir dayanak görevi görür. 

 hisse senetleri ve kripto varlıklar değer kaybederken altının değeri genellikle artar. Bu durum, altın destekli kriptoların değer kazanmasına yol açabilir.

Diğer tüm varlıklar gibi, altın destekli tokenlerin de avantajları ve dezavantajları vardır. Örneğin, yükseliş dönemlerinde, klasik kripto varlıklara veya yüksek büyüme vadeden projelere göre daha düşük getiri sağlayabilirler. Bir diğer sorun, rezervlerin varlığını ve güvenli biçimde tutulduğunu denetleyecek ortak bir düzenleyici mekanizmanın eksikliğidir. Küçük ölçekli projelerde yeterli likidite bulunmaması da bir diğer risk faktörüdür.

Bu varlıkların en büyük avantajı, ayı piyasalarında sağladığı güvenliktir. Piyasalar düşerken altın destekli kripto varlıklar diğerlerine kıyasla değerini koruma eğilimindedir. Bir diğer önemli avantaj da bu tokenlerin 

 destekleniyor olmasıdır. Bu durum, kripto varlıkların değerinin olmadığını savunanlara karşı koymak için güçlü bir tez sunar.

Piyasada Dikkat Çeken Altın Destekli 11 Kripto Varlık

Aşağıda sıraladığımız altın destekli 11 kripto varlık, bu özel piyasanın neredeyse tamamını oluşturuyor. 2025 Mart ayı ortası itibarıyla, 

 “Tokenize Altın” kategorisinde listeliyor.

Varlıkların fiyatları, arz sınırları, büyüme oranları ve ilgili veriler bu yazı yazıldığı sırada geçerlidir. Kripto piyasalarının hareketli yapısı nedeniyle bu verilerin zamanla ciddi ölçüde değişebileceğini lütfen unutmayın. Öte yandan altın desteği, bu tür kripto varlıklara diğer türlere kıyasla (

) daha dengeli bir yapı kazandırabilir.

 (XAUt) altın destekli kripto varlıklar arasında en yaygın şekilde kullanılan varlıktır. Tether Gold, dünyanın en çok işlem gören kripto varlığı olan USDT’yi de çıkaran Tether Limited Inc. tarafından geliştirilmiştir.

Her XAUt tokeni, bire bir ons altınla desteklenir. Fiziksel altınlar İsviçre’de güvenli kasalarda muhafaza edilir. İsteyen kullanıcılar, XAUt tokenlerini fiziksel altına çevirebilir. Ancak bu işlemi yapabilmek için, London Good Delivery altın külçesi karşılığında (yaklaşık 400 troy ons) yeterli miktarda XAUt’a sahip olmanız gerekir. Elinizde bu miktardan az XAUt varsa tokeni USDT gibi diğer varlıklarla takas etmek daha pratik bir çözüm olacaktır. 

 (ETH) ağı üzerinden merkeziyetsiz olarak da alıp satabilirsiniz.

XAUt’un değeri, son 10 günde %5 arttı. Bu da doğrudan altın fiyatıyla paralel bir artış anlamına geliyor. Ethereum üzerinde bir 

 tokeni olarak çalışan XAUt, Tokenize Altın kategorisinde uzun süredir lider konumda. XAUt’in piyasa değeri yaklaşık 744 milyon $, token şu anda 3.023,24 $ seviyesinden işlem görüyor.

 (PAXG), bu kategoride XAUt’un ardından gelen güçlü ikinci oyuncudur. Her bir PAXG tokeni, Brinks Security’nin Londra’daki kasalarında saklanan fiziksel bir ons altınla desteklenmektedir. PAXG, 2019 yılında New York merkezli Paxos Trust Company tarafından piyasaya sürülmüştür ve şu an 652 milyon dolarlık piyasa değerine sahiptir. PAXG ve XAUt birlikte, altın destekli kripto varlık piyasasının yaklaşık %75’ini domine etmektedir. PAXG, ons altın fiyatına endeksli hareket ettiği için son 10 günde yaklaşık %5 değer kazanmıştır.

Quorium Gold (QGOLD), yaklaşık 253 milyon dolarlık piyasa değeriyle şu anda en yüksek piyasa değerine sahip üçüncü altın destekli kripto varlıktır. XAUt ve PAXG gibi, QGOLD da bir troy ons altının fiyatını izliyor ve onunla bire bir destekleniyor.

Bu proje, sürdürülebilir madencilik odaklı 

 adlı şirket tarafından 2023’ün sonlarında 

 (BNB) üzerinde kullanıma sunuldu. QGOLD’un teminatı, Canadian Securities Administrators (Kanada Menkul Kıymet Yöneticileri) gözetimindeki NI 43-101 raporlarıyla doğrulanan, henüz çıkarılmamış altın rezervlerine dayanıyor. Quorium madencilik faaliyetlerini sürdürse de esas odağı mevcut ve onaylı ancak henüz çıkarılmamış altın rezervlerini değerlendirmek.

Kinesis Gold (KAU), Cayman Adaları merkezli blok zinciri finans şirketi 

 tarafından piyasaya sürülen altın destekli bir kripto varlıktır. KAU token, ons yerine bir gram altınla desteklendiği için fiyatı diğer altın destekli kriptolardan farklıdır. KAU şu anda yaklaşık 97 dolardan işlem görüyor, bu da gerçek altın fiyatına yakın. Piyasa değeri ise 139 milyon dolar civarında.

Kinesis, KAU’nun altın rezervlerini yönetmek üzere Brinks, Malca-Amit ve Loomis International gibi küresel kasa ortaklarının yanı sıra, kapsamlı kasalama ağına sahip Allocated Bullion Exchange (ABX) ile iş birliği yapmaktadır.

 (VRO) KAU’ya benzer şekilde, geri dönüşüm sektöründen elde edilen bir gram fiziksel altınla desteklenir. Çevre dostu yapısıyla öne çıkan VRO, altın destekli en eski kripto varlıklardan biridir. Birleşik Krallık merkezli LinGOLD Ltd. tarafından Mayıs 2020’de Ethereum üzerinde piyasaya sürülen VeraOne, LBMA standartlarına uygun olarak %99,99 saflıkta altınla desteklenmektedir. Ayrıca Cebelitarık hükûmeti tarafından tanınan resmî işlemlerde fiziksel altına dönüştürülebilir. VeraOne, altın rezervlerini İsviçre’deki üst düzey güvenlikli Geneva Freeport adlı tesiste korumaktadır.

VRO’nun piyasa değeri yaklaşık 29 milyon dolardır. Bu değer kripto dünyasında yüksek sayılmasa da VRO’yu Tokenize Altın kategorisindeki en büyük beşinci varlık yapmaktadır.

 (NNN), Avusturya merkezli Novem Gold Blockchain GmbH tarafından 2022’de piyasaya sürülen altın destekli bir kripto varlıktır. BNB Chain üzerinde çalışan bu token, şirketin Avusturya’daki altın rezervleriyle desteklenir. Altınlar güvenli bir şekilde kendi kasalarında korunmaktadır.

NNN token, LBMA onaylı satıcılarda fiziksel altın (altın külçesi) karşılığında kolayca nakde çevrilebilir. NNN tokenin mevcut piyasa değeri yaklaşık 23 milyon dolardır.

 (ICP) blok zinciri üzerinde lansmanı yapılan Gold DAO adlı merkeziyetsiz tokenize altın projesinin kripto varlıklarıdır. GOLDAO, projenin yönetişim tokeni işlevini görürken GLDT, tokenize altını temsil eden ve zincirler arası esnek ve likit işlem yapılmasına olanak tanıyan temel varlıktır. 100 GLDT, 1 gram fiziksel altına eş değerdir.

Proje kapsamındaki fiziksel altın İsviçre’de saklanır. Söz konusu kasalar, KPMG gibi küresel denetim firmaları tarafından düzenli olarak denetlenir.

GOLDAO’nun piyasa değeri şu anda 12 milyon dolar civarındadır. GLDT ise yalnızca 610.000 dolarlık piyasa değerine sahiptir. GLDT, raporlanabilir verisi olan altın destekli kriptolar arasında en düşük değere sahip varlıktır.

 (CGO), değeri 999,9 oranında saflığa sahip bir gram fiziksel altına dayanan bir diğer altın destekli tokendir. Dubai merkezli Comtech Gold, 2022’de XDC Network (XinFin) üzerinde piyasaya sürülmüştür. 

 özellikle Orta Doğu’daki dijital altın ürünlerine olan ihtiyacı karşılamayı hedeflemektedir.

Fiziksel altın, BAE merkezli güvenlik firması Transguard Group tarafından korunur ve sigortalanır. Kullanıcılar tokeni, en az 10 gramlık birimlerle fiziksel altına dönüştürerek istedikleri zaman geri alabilir. Comtech Gold, Dubai Airport Free Zone Authority (DAFZA) tarafından düzenlenmekte ve BAE hükûmetine bağlı DMCC tarafından onaylanmaktadır.

CGO’nun piyasa değeri yaklaşık 10,65 milyon dolardır ve bir gram altının fiyatına paralel şekilde yaklaşık 97 dolardan işlem görmektedir.

 (tXAU), 2022'nin sonunda Dubai merkezli finans teknolojisi şirketlerinden Aurus tarafından piyasaya sürülmüştür. tXAU token, Ethereum ve 

 (POL) blok zincirleri üzerinde çalışır. Her bir tXAU token, LBMA onaylı fiziksel altınla teminat altına alınmıştır. Aurus, rezervlerin güvenli kasalarda tutulduğunu ve düzenli olarak denetlendiğini belirtmekte ancak bu kasaların nerede olduğu hakkında detay vermemektedir.

tGOLD’un mevcut piyasa değeri yaklaşık 7,92 milyon dolardır. Tokenin 1 gram altınla desteklendiği belirtiliyor ancak şu anki fiyatı 84,84 $ yani altının güncel piyasa fiyatı olan 97 $’dan daha düşük bir fiyat söz konusu. Bu fark, tokenin arz-talep dengesinden kaynaklanıyor olabilir.

 (VNXAU), Liechtenstein'daki kasalarda saklanan LBMA standardında altınla desteklenen ve ülkenin Finansal Piyasa Otoritesi'ne (FMA) kayıtlı çok zincirli bir tokendir. Liechtenstein, tokenize altın projeleri için yaygın bir tercih olmasa da güçlü ekonomisi ve sıkı düzenlemeleriyle tanınmaktadır. VNXAU, Ethereum, 

 (SOL) ve Polygon gibi büyük blok zincirlerinde işlem görmektedir.

VNXAU’nun mevcut piyasa değeri yaklaşık 2,55 milyon dolardır.

 (XNK), Mart 2024’te Ethereum üzerinde Kinka (BVI) Ltd. tarafından piyasaya sürülen, %99,9 saflığa sahip altına endeksli bir ERC-20 tokenidir. Proje, Eylül 2024’te 

 (ADA) blok zinciri üzerinde de faaliyet göstermeye başlamıştır.

Tokeni destekleyen altın külçeleri, Kinka’nın ana şirketi olan Japonya merkezli Daiichi Commodities Company Ltd. tarafından sağlanmaktadır. Bu altınlar LBMA standartlarına uygundur ve Loomis International’ın küresel güvenlikli kasalarında korunmaktadır.

 (UNI) gibi çeşitli kripto varlık hizmet sağlayıcılarda işlem görmektedir, ayrıca doğrudan projenin resmî web sitesinden satın alınabilir. OTC alım seçeneğinde en az 0,1 ETH’lik minimum işlem gerekir.

XNK’nin güncel piyasa değeri yaklaşık 1,5 milyon dolardır.

Altın, insanlık tarihi boyunca değerli bir varlık olmuştur. Günümüzde de finans piyasalarının en çok tercih edilen araçlarından biri olmaya devam etmektedir. Altın, piyasa dalgalanmalarına ve düşüş dönemlerine karşı etkili bir koruma sunar. Tokenize altınlar ise hem gerçek varlık teminatı sağlar hem de zincir üstü ek işlem olanaklarıyla sahiplerine esneklik kazandırır.

2025’te Gerçek Altına Dönüşüm Güvencesi Sunan Altın Destekli 11 Kripto Varlık

Bu makalede, Bybit TR uygulaması üzerinden Bitcoin satın alma sürecini adım adım inceleyeceğiz. Bybit TR’de hesap oluşturma, platforma varlık yatırma ve Bitcoin satın alma adımlarını birlikte gözden geçireceğiz.

Bitcoin (BTC), dünyanın en popüler kripto varlığıdır ve dünya genelinde alım-satım yapanlar tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır. Bybit TR, kripto alım-satım işlemlerini kolaylaştırmak için tasarlanmış güvenilir bir kripto varlık hizmet sağlayıcısıdır. Kullanıcı dostu arayüzü sayesinde Bybit TR uygulaması, Bitcoin satın alma işlemini hem yeni başlayanlar hem de deneyimli kullanıcılar için basit ve güvenli hâle getiriyor. Bu makalede, Bybit TR uygulamasında Bitcoin satın alma sürecini adım adım açıklayacağız.

Aşağıdaki adımları izleyerek kolayca bir Bybit TR hesabı oluşturabilir ve Bitcoin satın almaya başlayabilirsiniz.

Kaydolun ve Bybit TR Hesabınızı Oluşturun

Tüm bu adımları tamamladığınızda Bybit TR üzerinden Bitcoin alım-satımına başlayabilirsiniz.

Bybit TR Uygulamasıyla Bitcoin Satın Almak İçin Adım Adım Kılavuz

1. Adım: Bybit TR cüzdanınıza varlık yatırın

1. Bybit TR uygulamasını açın ve sağ alt köşedeki 

3. Bybit TR hesabınıza varlık yatırmak için itibari para birimi (TRY) ya da kripto varlık seçeneklerinden dilediğinizi seçin.

: Anında TRY yatırıp TRY ile Bitcoin almak için İtibari Para Geçidi seçeneğine dokunun, Tek Tıkla Satın Alın sayfasında TRY miktarını girerek Bitcoin satın alın.   

: Bybit TR cüzdan adresinizi kopyalayarak haricî bir cüzdandan kripto varlık transfer edin.

2. Adım: Fonlama Hesabından Birleştirilmiş Alım-Satım Hesabına Transfer

Yatırma işleminiz tamamlandığında fonlar, Fonlama Hesabınızda görünür. Alım-satım yapmaya başlamak için bu varlıkları Birleştirilmiş Alım-Satım Hesabınıza (UTA) transfer etmeniz gerekir.

Bybit TR’de Bitcoin alım-satım işlemi için farklı emir türleri mevcuttur:

Neden Bitcoin satın almak için Bybit TR uygulamasını kullanmalısınız?

Bybit TR uygulaması, güvenli ve pratik kripto işlemleri için özel olarak tasarlanmıştır.

Bybit TR uygulamasıyla hemen Bitcoin satın almaya başlayabilirsiniz.

Bybit TR uygulaması, itibari para (TRY) veya kriptoyla Bitcoin alımını kolaylaştıran pratik bir deneyim sunar. Güvenliği, kullanım kolaylığı ve mobil cihazlardan erişilebilirliği sayesinde Bybit TR hem kripto yolculuğuna yeni başlayanlar hem de portföyünü büyütmek isteyenler için idealdir. 

 hemen indirin ve Bitcoin dünyasına ilk adımınızı atın.

Başlangıç Düzeyi

Bybit TR’de Bitcoin Nasıl Satın Alınır?

DeFi

Ricardian sözleşmeleri tam olarak nedir ve bu sözleşmelerdeki bu kadar özel olan nedir? Bilgi alın. Ricardian sözleşmeleri tam olarak nedir ve bu sözleşmelerdeki bu kadar özel olan nedir? Bilgi alın.

Blok zinciri teknolojisinin en umut verici potansiyel kullanım alanlarından biri, kriptografik tanımlama sayesinde dijital altyapıda güvenli bir şekilde saklanan ve yasal olarak geçerli ve tamamen kurcalamaya karşı korumalı olan “canlı” sözleşmelerin geliştirilmesidir. Ricardian sözleşmeleri, bu fikri hayata geçiriyor ve kripto tutkunlarının ilgisini çekmek için en son blok zinciri hissi hâline geldi.

Kripto varlık birimlerinde geçici bir çıkarınız varsa muhtemelen bir blok zincirinde saklanan ve önceden belirlenen koşullar karşılandığında otomatik olarak çalışan yürütülebilir kod olan akıllı sözleşmeleri duymuşsunuzdur. Ricardian sözleşmeleri, yasal olarak bağlayıcı olmaları dışında temel düzeyde benzerdir.

Ricardian sözleşmelerinin konsepti 1990’lı yıllarda ortaya çıkmıştır ancak daha önce hiç büyük ölçekte uygulanmamıştır. Bu kılavuzda, teknolojinin geçmişi, akıllı sözleşmelerden nasıl farklılık gösterdiği ve bazı potansiyel kullanım örnekleri dahil olmak üzere Ricardian sözleşmeleri hakkında bilmeniz gereken her şeyi ele alacağız. 

Ricardian sözleşmesi, üzerinde anlaşmaya varılan hüküm ve koşullara göre iki taraf arasında yasal olarak bağlayıcı bir sözleşme işlevi gören dijital bir sözleşmedir. Sözleşme, blok zinciri kullanılarak kriptografik olarak imzalanıp doğrulanır ancak hem insanlar hem de makineler tarafından okunabilir. 

Ricardian modelinin “BowTie” temsili. Kaynak:

Günümüzde neredeyse tüm belgeler dijital bir biçimde, genellikle Word belgelerinde saklanır. Ancak, birçok Word belgesinin e-posta ile ileri geri gönderilmesiyle, sözleşmenin en güncel ve özgün sürümünün hangisi olduğunu tüm tarafların bilmesi zor olabilir.

Ricardian sözleşmeleri, avukatların kullandığı yasal bilgileri alıp dijital imzayla birleştirerek bu sorunu çözer. Sürecin “sihirli” adımı olan son adım, kriptografi kullanarak güvence altına almaktır. Algoritma, yalnızca belgeye bağlı benzersiz bir anahtar veya hash oluşturur. Bu hash her zaman bu belgeye atıfta bulunur ve yalnızca bu belge bu hash’i ortaya çıkarabilir.

Söz konusu taraflar sözleşmeyle ilgili herhangi bir şey yaptıklarında, sadece hash’i dahil edebilirler. Belgeyi değil, adı ve özeti de dahil edemezler. Sözleşme hem makineler hem de kişiler tarafından kolayca okunabildiğinden, bilgisayarların ayrıntıları onaylamak için hash’e bakması yeterlidir. İnsanlar sözleşmeyi eski moda bir metin belgesi olarak okuyabilirler. Bu sayede, ilgili tüm taraflar, ortaya konan bilgilere kolayca erişebilir ve bunları işleyebilirler. 

Örnek olarak, ABD Hazine bonosu koşullarının Ricardian sözleşmesi kullanılarak yazıldığını varsayalım. Sözleşme temel olarak bonoyu, bononun adını, ihraççıyı, sahibini, mezhepini vb. içeren meta verilerle kendi veritabanına dönüştürür. Veri tabanı, orijinal sözleşmenin tüm ayrıntılarını içerir ancak makine tarafından okunabilir etiketlerle dijital formdadır. Sözleşme daha sonra özel anahtarlarla dijital olarak imzalanır ve kolayca tanımlanabilmesi için hash edilir. Tahvilin ayrıntılarına erişmek isteyen herkesin veya herhangi bir sistemin hash değerini araması yeterlidir.

Ricardian sözleşmelerinin konseptine 90’lı yıllarda finans kriptocusu Ian Grigg tarafından öncülük edilmişti

. Kısa süre önce Ricardian sözleşmesini “avukatların tüm hüküm ve koşullarla birlikte kullanmak istedikleri tüm normal kelimeleri içeren bir metin belgesi; hem programın hem de insanların neler olup bittiğini anlamaktan mutlu olacak şekilde bir programa yasal bir belge iletmenin bir yoludur.” şeklinde tanımladı. 

Grigg, Ricardian sözleşmelerine ilişkin fikirlerini 1998 yılında yayınlanan ve 

 başlıklı makalede öne sürdü. Bu makalede, finansal kriptografi şirketi Systemics tarafından geliştirilen Ricardo ödeme sistemi açıklanmaktadır. Sistem adını İngiliz ekonomist David Ricardo’dan almıştır. Bu isim, uluslararası ticaret teorisine olan katkılarından onur duymaktadır. 

90’lı yıllarda teknoloji, Grigg’in teorilerini doğru bir şekilde uygulamak için yeterince sağlam değildi. Ancak blok zinciri teknolojisi sayesinde bu sınırlamalar artık kaldırılıyor. Artık, EOS’un öncüsü olan Block.one dahil olmak üzere Ricardian sözleşmelerini destekleyen giderek artan sayıda 

Grigg, kısa süreliğine Block.one ile iş ortaklığı kurdu ve uzmanlığını, geliştiricilere ve işletmelere büyük ölçekli, tüketiciye yönelik merkeziyetsiz uygulamalar tasarlamak için araçlar sunan, kendi kendini yöneten ve performansa dayalı bir blok zinciri 

 taşıdı. Sistem, hem Ricardian sözleşmeleri hem de akıllı sözleşmeler için destek içerir.

Ricardian sözleşmeleri daha önce bu kadar büyük ölçekte uygulanmamıştı ancak konseptin blok zincirinde bir ev bulacağı mantıklıdır. Blok zinciri teknolojisi yalnızca teknik gereklilikleri karşılamakla kalmaz, aynı zamanda yasal olarak geçerli canlı sözleşmeler için mükemmel bir test alanı da sunar.

Ricardian Sözleşmeleri ile Akıllı Sözleşmeler Arasındaki Fark Nedir?

Akıllı sözleşmeler son yıllarda oldukça fazla heyecanla karşımıza çıkmış olsa da genellikle göz ardı edilen şeylerden biri de şudur: Mevcut durumlarında iki tarafı içeren, yasal olarak bağlayıcı sözleşmelerin yerini alamazlar. Ricardian sözleşmeleri veya en azından akıllı ve Ricardian sözleşmelerinden oluşan bir hibrit, bu sorunun anahtarını elinde tutabilir. İşte Ricardian’dan farklı bir akıllı sözleşme oluşturan özellikler.

Akıllı sözleşme konsepti ilk olarak bilgisayar bilimcisi Nick Szabo tarafından 90’ların başlarında önerildi. En basit ifadeyle

, önceden belirlenmiş koşullar karşılandığında blok zinciri tabanlı uygulamaların eylemlerini otomatikleştiren dijital sözleşmelerdir. Bunlar, Ethereum gibi blok zincirleri üzerinde geliştirilen ve merkeziyetsiz finans 

 için hayati öneme sahip olan merkeziyetsiz uygulamaların 

Akıllı sözleşmeler, blok zincirinde kodlanan basit “o zaman ...” ifadelerini izleyerek otomatik olarak gerçekleştirilir. Blok zinciri oluşturan bilgisayar ağı, önceden belirlenen koşullar karşılandığında ve doğrulandığında sözleşmede belirtilen işlemleri gerçekleştirir. Bu tür eylemlere örnek olarak, bildirim göndermekten ve fonları serbest bırakmaktan, bir bilet düzenlemeye ve bir araç kaydetmeye kadar her şey verilebilir. Bu eylemler değişmezdir ve kimse tarafından değiştirilemez veya geri alınamaz. 

Programlama dilleri, akıllı sözleşmeleri kodlamak için kullanılır. Geliştiricilerin yazması yeterince kolay olsa da sözleşmenin içeriği, programlama dillerini anlamayan uzman kişiler tarafından okunamaz. Birçok iş süreci insanlar tarafından denetlenmeyi içeren uyumluluk gerekliliklerine tabi olduğundan, işletmeler mevcut formlarında akıllı sözleşmelere güvenemezler. 

Ayrıca, akıllı sözleşme kodunun eylemlerinin blok zinciri üzerinde değişmez olmasına da yardımcı olmaz. Bu özellik, gerçek dünyadaki gelişen koşullara tepki vermek zorunda olan şirketler için tam olarak istenen bir özellik değildir. İşletmeler veya işletmeler ile müşteriler arasındaki sözleşme anlaşmaları genellikle değişir ve akıllı sözleşmeler herhangi bir değişikliğe uyum sağlama esnekliği sunmaz. 

Ricardian sözleşmeleri, akıllı sözleşmelerin aksine, yalnızca bir sözleşmenin eylemlerini değil, aynı zamanda gerçekleşmeden önce de niyetini de kaydeder. Sözleşme, belirli bir belgeye hızlı ve verimli bir şekilde atıfta bulunmak için bir hash kullanır. İşte Ricardian sözleşmelerinin bazı avantajları: 

Ancak Ricardian sözleşmelerinin akıllı sözleşmelerin yerini alacağı söylenemez. İkisi, gelecekte, söz konusu koşullar ilgili taraflarca yerine getirildiğinde otomatik olarak gerçekleştirilecek, yasal olarak bağlayıcı dijital sözleşmelerin bazı hibrit formlarında karıştırılacaktır. Bu iki teknoloji bir araya geldiğinde blok zinciri tabanlı yasal sözleşmelerin geleceği olma potansiyeline sahiptir. 

Ricardian sözleşmeleri hâlâ yeni bir kavram olsa da, teknolojinin potansiyel kullanım alanları sınırsızdır. Çok çeşitli anlaşmalar oluşturmak için kullanılabilirler. Aşağıda Ricardian sözleşmelerinde üç kullanım durumu bulunmaktadır: 

, geliştiricilere yönelik araç kitinde “zengin bir biçimde sunulmuş Ricardian sözleşmeleri” olarak adlandırılan sözleşmeleri tanıtarak 2019 yılında Ricardian sözleşmelerini uygulayan ilk kripto projeleri arasında yer aldı.

EOS, bir sözleşmenin eylemlerini ve niyetini kullanıcılar tarafından kolayca anlaşılabilir hâle getirmek için Ricardian sözleşmelerinin ve akıllı sözleşmelerin özelliklerini eşleştirir. Bu, akıllı sözleşmenin kodunun tamamen şeffaf olmasını sağlar. Bu da önemli bir özelliktir. Çünkü blok zinciri işlemleri genellikle nihaidir. 

Ricardian sözleşmelerinin uygulanmasından önce, ortalama bir akıllı sözleşme kullanıcısının hangi eylemleri kabul ettiğini anlaması zordu. Kullanıcıların, akıllı bir sözleşmenin blok zincirinde gerçekleşen eylemlerle herhangi bir denetlenebilir ilişki olmadan ön uçta ne yaptığını açıklamaları için uygulama geliştiricilerine güvenmeleri gerekiyordu. 

EOS, işlemleri imzalamayı kabul etmeden önce Ricardian sözleşmelerini uygulayan ve verilerin kullanıcılara nasıl sunulduğunu yeniden tanımlayan iki yeni özelliği duyurdu: 

Açıklayıcı bir benzetme olarak, Ricardian Contract Specification’ı programlama dili olarak ve Şablon Araç Kitini de söz konusu dilde yazılmış belgeleri oluşturan bir tarayıcı olarak düşünün. Bu iki özellik birlikte, DApp geliştiricilerinin, kullanıcıların onay verdikleri sözleşmelerin net açıklamalarını içeren akıllı sözleşmeler oluşturmalarını sağlayacaktır. 

Ricardian sözleşmeleri, özellikle akıllı sözleşmelerle birleştirildiğinde, olası blok zinciri uygulamalarının aralığını önemli ölçüde genişletebilir. İki tarafın niyetlerini açıkça tanımlayabilir, yasal olarak bağlayabilir ve kararlaştırılan koşullara göre eylemler gerçekleştirebilirler. 

Ricardian sözleşmelerinin konsepti artık on yıllara dayanan bir kavram olsa da, teknolojinin gerçek kullanımı hâlâ oldukça yenidir. Yaygın olarak benimsenmesi, özellikle ticaret ve finans olmak üzere birçok blok zinciri süreci üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir. 

Akıllı sözleşmeler hakkında daha fazla bilgi edinmek 

Ricardian Sözleşmeleri, Akıllı Sözleşmelerden Nasıl Farklıdır?